İdmanocağı ile İdmangücü arasındaki büyük
rekabet 1930'dan sonra had safhaya ulaştı. 1929-30'dan sonra 5 kez
arka arkaya İdmanocağı'nın şampiyon olmasından sonra 1934-35
sezonundan itibaren İdmangücü takımı tam 7 yıl arka arkaya şampiyon
olarak bu iki takım arasındaki rekabeti büsbütün alevlendirmişti.
1940'li yıllarda Trabzon futbolundaki güç lise takımlarına
geçmişti. Tam 6 kez arka arkaya şampiyonluğu kazanması da bunu gösteriyordu.
Bu aralar dikkat çeken bir hususta Trabzon'daki bütün futbol yıldızlarının
Lise takımlarından yetişmiş olmalarıydı. Özellikle Trabzon Lisesi
bir futbolcu kaynağı olmuştu. 1947-48 sezonundan itibaren şampiyonluk
yine İdmanocağı ile İdmangücü arasında el değiştiriyordu. Bu
arada Necmiati'de iki sezon şampiyon olarak Trabzon futbolunda söz
sahibi oldu. Bu arada Trabzon'da yeni yeni kulüplerde kuruluyordu.
1938'de kurulan Doğan Gençlik, 1941 yılında Akcaabat Lisesinde
kurulan Akcaabat Gençlik (Bugünkü Sebatspor), 1950 yılında Sürmene
ilcesinde kurulan Sürmene Gençlik, 1952 yılında aynı ilçede
kurulan Zafer Gençlik, 1953 yılında kurulan Yolspor 1955 yılında
kurulan Yalıspor bu takımların başında geliyordu.
1930'lu yıllarda başlayan İdmanocağı, İdmangücü
rekabeti 1940'li, 1950'li, 1960'li yıllarda olanca şiddetiyle devam
ediyordu. Bu gitgide rekabetten öte boyutlara varmaktaydı. Ocaklı ve
Güçlü olmak Trabzon'da adeta bir spor mezhebi haline gelmişti. En
kotu sezonlarda bile rekabetlerinden hiç bir şey kaybetmiyordular.
Trabzon öylesine ikiye ayrılmıştı ki Ocaklılar
Sari Kırmızı diye İstanbul'daki Galatasaray'ı İdmangüçlülerse
Yeşil Beyaz renklerine rağmen Fenerbahce'yi destekliyorlardı. Rekabet
bir de bu şekliyle alevlenmişti. Bu arada renkleri Sari Lacivert olan
Necmiati bile bu rekabetin dışında kalmıştı. Aslında bu büyük
rekabetten en karlı Trabzon futbolu çıkıyordu. Öncelikle şehirde
futbol tutkusu körüklenmişti. Bu büyük rekabetten doğan büyük
iddia Trabzon'da büyük yıldızların çıkmasına neden olmuştur.
Ancak, Trabzon insaninin alin yazısı olan gurbetçilik 1930'lu yıllarda
Trabzon'daki futbol yıldızlarının kaderine tesir etmişti. Pekçoğu
yüksek ögrenim ugruna ana kucaklarını baba ocaklarını terk etmek
zorunda kaldılar. Gittikleri İstanbul ve Ankara'da sürdürdükleri
futbol yaşamlarında gerçekten büyük yıldız oldular. Bir Hasan
Polat ve kardeşi Ali Polat Ankara Genclerbirliği'nde , bir Selim Satıroğlu,
Ahmet Karlıklı Galatasaray'da bir Taka Naci, Zekeriya Bali
Fenerbahce'de, Nazmi Bilge Beşiktaş'da yıldız futbolcu oluverdiler.
1962-63 sezonunda tüm yurtta bir il Takımı kurulması
öngörülmüştü. Zamanın Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref
Apak, Türkiye liglerini güçlendirmek ve tüm yurda yaymak amacıyla
bir seferberlik başlatmıştı. Her ilde bir futbol takımı kurup Türkiye
liglerinde yer alması seferberliği büyük bir hızla devam ediyordu.
Trabzon elbette ki bunun dışında kalamazdı. Yalnız bir il Kulübü
kurulmasının en zor olan illerin başında kuskusuz Trabzon
gelmekteydi. idmanocagi, idmangücü rekabeti Trabzon futboluna öylesine
hakimdi ki bu iki kulübün bir çatı altında toplanmasına imkan
yoktu. Nitekim böyle bir girişimde bulunmak isteyen bir avuç
idealistin daha ilk çalışmalarında bunun imkansız olduğu gerçeği
bir kez daha anlaşılmıştı.
Tüm Trabzonlular, Trabzon Spor adıyla bir kulübün
kurulmasını yürekten arzuluyorlar. Ancak bu isi bir turlu gerçekleştirememenin
ezikliğini yaşıyordular. Yetkililerinde araya girmesi, sonucu pek değiştirmiyordu
Ocaklılar da, güçlülerde yeni kurulacak kulüpte kendi isimlerinin,
hatta renklerinin hakim olmasını istiyordular ve bu konuda en ufak bir
fedakarlıkta bulunmuyorlardı. Her gün, her aksam toplantı üstüne
toplantı yapılıyordu. Bazen tam bir anlaşma zemini ortaya çıkıyor
ama yine en ufak bir ayrıntı herşeyi berbat ediyordu. Havaya silahlar
atılıyor, karakollara, hatta mahkemelere kadar uzanan olaylara rastlanıyordu.
Öte yandan Futbol Federasyonunun il kulüpleri için tanıdığı
surenin de sonu yaklaşıyordu.
21 Haziran 1966 tarihinde idmanocagi, Martıspor ve Yıldızspor'un
da katılımı ile sarı kırmızı renkler altında Türkiye 2. Ligine
alındı. Ancak, resmi bir yazının süresi içinde ilgili yere tebliğ
edilmediği için idmanocağı'nın ikinci ligde oynaması durduruldu.
Bu tarihten yaklaşık bir ay sonra 20 Temmuz 1966'da bu kez İdmangüçü,
Karadenizgüçü, Martıspor ve Yolspor'un katılmasıyla Trabzon
Spor kırmızı-Beyaz
renklerle kuruldu. Ne varki İdmanocağı buna karşı çıktı. Daniştay'da
açtığı dava ile yürütmeyi durdurma kararı alınınca ortalık
yine karıştı. Trabzon'daki gergin durum üzerine araya zamanın Beden
Terbiyesi Genel Müdürü Ulvi Yenal girdi. Ulvi Yenal, İdmanocağı ve
İdmangücü'nün birleşmemeleri halinde iki kulübünde Türkiye 2.
Ligine alınmayacağını bildirdi. Bu durum Trabzon'da ve her iki kulüp
çevresinde "Şok" etkisi yaratmıştı. Birleşmeleri büyük
sorun olan bu iki kulübün, birleşmemeleri halinde Trabzon Türkiye
liglerinde temsil edilemeyecekti. Trabzon'daki geceli gündüzlü yapılan
ve büyük tartışmalara neden olan toplantılar sonunda 2 Ağustos
1967 günü idmanocağı ile idmangüçü birleşmesi gerçekleşti ve Trabzon
Spor;idmanocağı, idmangücü, Karadenizgüçü ile Martıspor'un
birleşmesi ile ortaya çıktı.
Artık bütün resmi işlemler tamamlandıktan sonra sıra
gelmişti Trabzon Spor'un renklerine. Renk bulmak öyle kolay olmadı.
Trabzon'da uzun yıllar suren idmanocaği-idmangücü rekabetinde Sarı-Kırmızı
ve Yeşil-Beyaz renkler hakimdi. Trabzon Spor'un renkleri bu renklerin dışında
olmalıydı. Trabzon'u ve Karadeniz'i simgeleyen renkler aranıyordu. Bu
konuda yarışma açılması da gündeme geldi ancak sonra vazgeçildi.
Renk için geceli gündüzlü toplantılar düzenleniyordu. Dört
toplantıdan sonuç alınamamıştı. Beşinci toplantıda herşey
bitecekti. Artık taraftarın da sabrı kalmamıştı. Sonunda Trabzon
ve Karadeniz'in sembolü olan Hamsi üzerinde duruldu. Hamsi'nin gümüş
mavisi rengi ve gözlerinin bordosu dikkate alındı. Kimileri buna karşı
çıktı. Neymiş efendim bordo renk kırmızıya kaçıyormuş. Öyle
ya idmanocağı renkleri de Sarı-Kırmızı ya. işte bu nedenle
bordonun rengi biraz koyu tutularak idmanocağının kırmızısından
kaçınıldı. Böylece bir haftadır şehirde süren renk kavgası sona
ermişti ve Trabzonspor Bordo-Mavi renklere kavuşmuş oldu.
Trabzon Spor -2-
Halen İl Merkezinde 32.000 (Hüseyin Avni AKER) ve
Akçaabat'ta 5.000 kişi kapasiteli (Fatih) stadyum mevcut olup, İl
genelinde 13 adet toprak yüzeyli, 3 adet çim, 12 adet spor sahası,
5 adet spor salonu, 9 adet antreman salonu 1 adet kapalı, 2
adet açık yüzme havuzu, 1 adet atış poligonu vardır. Sporun çeşitli
branşlarında 14.136 sporcu (12.120 kişi ile futbol ilk sırayı, 1
kişi ile jimnastik son sırayı paylaşmaktadır) 408 hakem ve 22
antrenör görev almaktadır.
Trabzon'da spor denince şüphesiz ilk akla gelen futboldur. İlimizin tanıtımında çok önemli yer tutan futbol takımımız TRABZON SPOR gerek ülkemizde ve gerekse Avrupa'da elde ettiği büyük başarılardan dolayı İlimizin ve Ülkemizin tanıtımında önemli rol oynamaktadır. 2 Ağustos 1967 tarihinde Bordo-Mavi renklerle kurulan Trabzonspor 1973-1974 sezonunda Türkiye Birinci Ligine çıkmış ve bugüne kadar 6 kez 1. Lig Şampiyonluğu, 5 kez Federasyon Kupası, 7 kez Cumhurbaşkanlığı Kupası ve 5 kez de Başbakanlık Kupasını müzesine götürmüştür.
Avcılık, atıcılık, atletizm, basketbol, boks, güreş, judo, voleybol, hentbol, futbol ve su sporları dallarında spor faaliyetleri yapılmaktadır. Her dalda ülke çapında dereceler alan Trabzonlu sporcular futbolda da birçok başarılar kazanmışlar ve isimlerini yurt dışına taşırmışlardır.
Trabzon'da spor denince şüphesiz ilk akla gelen futboldur. İlimizin tanıtımında çok önemli yer tutan futbol takımımız TRABZON SPOR gerek ülkemizde ve gerekse Avrupa'da elde ettiği büyük başarılardan dolayı İlimizin ve Ülkemizin tanıtımında önemli rol oynamaktadır. 2 Ağustos 1967 tarihinde Bordo-Mavi renklerle kurulan Trabzonspor 1973-1974 sezonunda Türkiye Birinci Ligine çıkmış ve bugüne kadar 6 kez 1. Lig Şampiyonluğu, 5 kez Federasyon Kupası, 7 kez Cumhurbaşkanlığı Kupası ve 5 kez de Başbakanlık Kupasını müzesine götürmüştür.
Avcılık, atıcılık, atletizm, basketbol, boks, güreş, judo, voleybol, hentbol, futbol ve su sporları dallarında spor faaliyetleri yapılmaktadır. Her dalda ülke çapında dereceler alan Trabzonlu sporcular futbolda da birçok başarılar kazanmışlar ve isimlerini yurt dışına taşırmışlardır.
Karadeniz'in hırçın dağlarına karşı
dik yamaçlı inişli-yokuşlu yollarla birbirine bağlı topraklar üzerinde
doğup büyüyen Trabzonlu çok değişken, sert yaratılışlı ve çeviktir.
Düğünlerde, derneklerde, ırgatlarda
(Ortaklaşa çalışma) tek tek ya da topluca söylenen türküler,
genellikle bölge halkının ulusal sazı haline gelen kemençe ile
birlikte çalınıp söylenir.Diğer bölgelerde olduğu gibi, Karadeniz
Bölgesinde oynanan halk oyunları da zengin ve çeşitlidir. Bu oyunlar
genellikle horon adını alırlar. İnce bir sanat güzelliği ile
oynanan horon, yurt ve dünya çapında ün yapmış ve uluslararası
yarışmalarda birçok birincilik kazanmıştır.
Türkiye
İdman Cemiyetleri ittifakının kurulması ve Türk Sporunun bu ilk örgütünün
tüm Anadolu'ya yayılması, Trabzon'da da etkisini göstermişti.
Bu etki sonucu yeni yeni kulüpler kurulmaya başlandı. İdmanocağı,
İdmangücü, Necmiati'den sonra Trabzon Lisesi bünyesinde Lise
adını taşıyan yeni bir kulübün kurulmasıyla kulüp sayısı 4
olmuştu. 1923 yılından sonra Trabzon'da İdmanocağı ve İdmangücü
arasında büyük bir rekabet başlamıştı. Bu öyle bir rekabetti ki
İstanbuldaki Galatasaray- Fenerbahçe rekabetine benziyordu. Hatta
zaman zaman onu bastırdığı bile oluyordu. Trabzon sanki Ocaklılar,
Güçlüler diye ikiye ayrılmıştı. Trabzon'da futbolun bu iki
takım arasındaki rekabetten yüceldiği söylenebilir. Rekabet zamanla
öylesine büyük boyutlara vardı ki Trabzon'un Türkiye
liglerinde geç temsil edilmesine bile sebep oldu. Ne var ki iki kulüp
arasındaki çekişme şehrin futbolundaki kaliteyi de her geçen gün
arttıran faktör olduğu göz ardi edilemez.
1923 yılında Trabzon'da ilk resmi lig maçları oynanmaya başlandı. İlk sezon İdmanocağı şampiyon olmuştu. Bunu 1923-24,1924-25 sezonlarında Lise takımının arka arkaya şampiyonlukları izledi. 1925 sezonunda yine İdmanocağı şampiyon olurken, 1929 yılına kadar da önce Lise, arkasından Muallim Mektebi daha sonra da Ticaret Lisesi takımları mutlu sona ulaştılar.
İdmanocağı ile İdmangücü arasındaki büyük rekabet 1930'dan sonra had safhaya ulaştı. 1929-30'dan sonra 5 kez arka arkaya İdmanocağı'nın şampiyon olmasından sonra 1934-35 sezonundan itibaren İdmangücü takımı tam 7 yıl arka arkaya şampiyon olarak bu iki takım arasındaki rekabeti büsbütün alevlendirmişti.
1940'lı yıllarda Trabzon futbolundaki güç lise takımlarına geçmişti. Tam 6 kez arka arkaya şampiyonluğu kazanması da bunu gösteriyordu. Bu aralar dikkat çeken bir hususta Trabzon'daki bütün futbol yıldızlarının Lise takımlarından yetişmiş olmalarıydı. Özellikle Trabzon Lisesi bir futbolcu kaynağı olmuştu. 1947-48 sezonundan itibaren şampiyonluk yine İdmanocağı ile İdmangücü arasında el değiştiriyordu. Bu arada Necmiati de iki sezon şampiyon olarak Trabzon futbolunda söz sahibi oldu. Bu arada Trabzon'da yeni yeni kulüpler de kuruluyordu. 1938'de kurulan Doğan Gençlik, 1941 yılında Akçaabat Lisesinde kurulan Akçaabat Gençlik (Bugünkü Sebatspor), 1950 yılında Sürmene ilçesinde kurulan Sürmene Gençlik, 1952 yılında ayni ilçede kurulan Zafer Gençlik, 1953 yılında kurulan Yolspor 1955 yılında kurulan Yalıspor bu takımların başında geliyordu.
1930'lu yıllarda başlayan İdmanocağı, İdmangücü rekabeti 1940'lı, 1950'li, 1960'lı yıllarda olanca şiddetiyle devam ediyordu. Bu gitgide rekabetten öte boyutlara varmaktaydı. Ocaklı ve Güçlü olmak Trabzon'da adeta bir spor mezhebi haline gelmişti. En kötü sezonlarda bile rekabetlerinden hiç bir şey kaybetmiyorlardı.
Trabzon öylesine ikiye ayrılmıştı ki Ocaklılar Sari Kırmızı diye İstanbul'daki Galatasaray'ı İdmangüçlülerse Yeşil Beyaz renklerine rağmen Fenerbahçe'yi destekliyorlardı. Rekabet bir de bu sekliyle alevlenmişti. Bu arada renkleri Sarı Lacivert olan Necmiati bile bu rekabetin dışında kalmıştı. Aslında bu büyük rekabetten en karlı Trabzon futbolu çıkıyordu. Öncelikle şehirde futbol tutkusu körüklenmişti. Bu büyük rekabetten doğan büyük iddia Trabzon'da büyük yıldızların çıkmasına neden olmuştur. Ancak, Trabzon insanının alın yazısı olan gurbetçilik 1930'lu yıllarda Trabzon'daki futbol yıldızlarının kaderine tesir etmişti. Pek çoğu yüksek öğrenim uğruna ana kucaklarını baba ocaklarını terk etmek zorunda kaldılar. Gittikleri İstanbul ve Ankara'da sürdürdükleri futbol yaşamlarında gerçekten büyük yıldız oldular. Bir Hasan Polat ve kardeşi Ali Polat Ankara Gençlerbirliği'nde , bir Selim Satıroğlu, Ahmet Karlıklı Galatasaray'da bir Taka Naci, Zekeriya Bali Fenerbahçe'de, Nazmi Bilge Beşiktaş'ta yıldız futbolcu oluverdiler.
1962-63 sezonunda tüm yurtta bir İl takımı kurulması öngörülmüştü. Zamanın Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak, Türkiye liglerini güçlendirmek ve tüm yurda yaymak amacıyla bir seferberlik başlatmıştı. Her ilde bir futbol takımı kurup Türkiye liglerinde yer alması seferberliği büyük bir hızla devam ediyordu. Trabzon elbette ki bunun dışında kalamazdı. Yalnız bir İl Kulübü kurulmasının en zor olan illerin başında kuşkusuz Trabzon gelmekteydi. İdmanocağı, İdmangücü rekabeti Trabzon futboluna öylesine hakimdi ki bu iki kulübün bir çatı altında toplanmasına imkan yoktu. Nitekim böyle bir girişimde bulunmak isteyen bir avuç idealistin daha ilk çalışmalarında bunun imkansız olduğu gerçeği bir kez daha anlaşılmıştı.
Tüm Trabzonlular, Trabzon Spor adıyla bir kulübün kurulmasını yürekten arzuluyorlar, ancak bu işi bir türlü gerçekleştirememenin ezikliğini yaşıyorlardı. Yetkililerinde araya girmesi, sonucu pek değiştirmiyordu Ocaklılar da, Güçlüler de yeni kurulacak kulüpte kendi isimlerinin, hatta renklerinin hakim olmasını istiyorlardı ve bu konuda en ufak bir fedakarlıkta bulunmuyorlardı. Her gün, her akşam toplantı üstüne toplantı yapılıyordu. Bazen tam bir anlaşma zemini ortaya çıkıyor ama yine en ufak bir ayrıntı her şeyi berbat ediyordu. Havaya silahlar atılıyor, karakollara, hatta mahkemelere kadar uzanan olaylara rastlanıyordu. Öte yandan Futbol Federasyonunun il kulüpleri için tanıdığı sürenin de sonu yaklaşıyordu.
21 Haziran 1966 tarihinde İdmanocağı, Martıspor ve Yıldızspor'un da katılımı ile sarı Kırmızı renkler altında Türkiye 2. Ligine alındı. Ancak, resmi bir yazının süresi içinde ilgili yere tebliğ edilmediği için İdmanocağı'nın İkinci ligde oynaması durduruldu. Bu tarihten yaklaşık bir ay sonra 20 Temmuz 1966'da bu kez İdmangücü, Karadenizgücü, Martıspor ve Yolspor'un katılmasıyla Trabzonspor Kırmızı-Beyaz renklerle kuruldu. Ne var ki İdmanocağı buna karşı çıktı. Danıştay'da açtığı dava ile yürütmeyi durdurma kararı alınınca ortalık yine karıştı. Trabzon'daki gergin durum üzerine araya Zamanın Beden Terbiyesi Genel Müdürü Ulvi Yenal girdi. Ulvi Yenal, İdmanocağı ve İdmangücü'nün birleşmemeleri halinde iki kulübünde Türkiye 2. Ligine alınmayacağını bildirdi. Bu durum Trabzon'da ve her iki kulüp çevresinde "Sok" etkisi yaratmıştı. Birleşmeleri büyük sorun olan bu iki kulübün, birleşmemeleri halinde Trabzon Türkiye liglerinde temsil edilemeyecekti. Trabzon'daki geceli gündüzlü yapılan ve büyük tartışmalara neden olan toplantılar sonunda 2 Ağustos 1967 günü İdmanocağı ile İdmangücü birleşmesi gerçekleşti ve Trabzonspor; İdmanocağı, İdmangücü, Karadenizgücü ve Martıspor'un birleşmesi ile ortaya çıktı.
Artık bütün resmi işlemler tamamlandıktan sonra sıra gelmişti Trabzonspor'un renklerine. Renk bulmak öyle kolay olmadı. Trabzon'da uzun yıllar süren İdmanocağı-İdmangücü rekabetinde Sari-Kırmızı ve Yeşil-Beyaz renkler hakimdi. Trabzonspor'un renkleri bu renklerin dışında olmalıydı. Trabzon'u ve Karadeniz'i simgeleyen renkler aranıyordu. Bu konuda yarışma açılması da gündeme geldi ancak sonra vazgeçildi. Renk için geceli gündüzlü toplantılar düzenleniyordu. Dört toplantıdan sonuç alınamamıştı. Beşinci toplantıda her şey bitecekti. Artık taraftarın da sabrı kalmamıştı. Sonunda Trabzon ve Karadeniz'in sembolü olan Hamsi üzerinde duruldu. Hamsinin gümüş mavisi rengi ve gözlerinin bordosu dikkate alindi. Kimileri buna karşı çıktı. Neymiş efendim bordo renk kırmızıya kaçıyormuş, öyle ya İdmanocağı renkleri de Sari-Kırmızı ya. İşte bu nedenle bordonun rengi biraz koyu tutularak İdmanocağı'nın kırmızısından kaçınıldı. Böylece bir haftadır şehirde süren renk kavgası sona ermişti ve Trabzonspor Bordo-Mavi renklere kavuşmuş oldu.
1923 yılında Trabzon'da ilk resmi lig maçları oynanmaya başlandı. İlk sezon İdmanocağı şampiyon olmuştu. Bunu 1923-24,1924-25 sezonlarında Lise takımının arka arkaya şampiyonlukları izledi. 1925 sezonunda yine İdmanocağı şampiyon olurken, 1929 yılına kadar da önce Lise, arkasından Muallim Mektebi daha sonra da Ticaret Lisesi takımları mutlu sona ulaştılar.
İdmanocağı ile İdmangücü arasındaki büyük rekabet 1930'dan sonra had safhaya ulaştı. 1929-30'dan sonra 5 kez arka arkaya İdmanocağı'nın şampiyon olmasından sonra 1934-35 sezonundan itibaren İdmangücü takımı tam 7 yıl arka arkaya şampiyon olarak bu iki takım arasındaki rekabeti büsbütün alevlendirmişti.
1940'lı yıllarda Trabzon futbolundaki güç lise takımlarına geçmişti. Tam 6 kez arka arkaya şampiyonluğu kazanması da bunu gösteriyordu. Bu aralar dikkat çeken bir hususta Trabzon'daki bütün futbol yıldızlarının Lise takımlarından yetişmiş olmalarıydı. Özellikle Trabzon Lisesi bir futbolcu kaynağı olmuştu. 1947-48 sezonundan itibaren şampiyonluk yine İdmanocağı ile İdmangücü arasında el değiştiriyordu. Bu arada Necmiati de iki sezon şampiyon olarak Trabzon futbolunda söz sahibi oldu. Bu arada Trabzon'da yeni yeni kulüpler de kuruluyordu. 1938'de kurulan Doğan Gençlik, 1941 yılında Akçaabat Lisesinde kurulan Akçaabat Gençlik (Bugünkü Sebatspor), 1950 yılında Sürmene ilçesinde kurulan Sürmene Gençlik, 1952 yılında ayni ilçede kurulan Zafer Gençlik, 1953 yılında kurulan Yolspor 1955 yılında kurulan Yalıspor bu takımların başında geliyordu.
1930'lu yıllarda başlayan İdmanocağı, İdmangücü rekabeti 1940'lı, 1950'li, 1960'lı yıllarda olanca şiddetiyle devam ediyordu. Bu gitgide rekabetten öte boyutlara varmaktaydı. Ocaklı ve Güçlü olmak Trabzon'da adeta bir spor mezhebi haline gelmişti. En kötü sezonlarda bile rekabetlerinden hiç bir şey kaybetmiyorlardı.
Trabzon öylesine ikiye ayrılmıştı ki Ocaklılar Sari Kırmızı diye İstanbul'daki Galatasaray'ı İdmangüçlülerse Yeşil Beyaz renklerine rağmen Fenerbahçe'yi destekliyorlardı. Rekabet bir de bu sekliyle alevlenmişti. Bu arada renkleri Sarı Lacivert olan Necmiati bile bu rekabetin dışında kalmıştı. Aslında bu büyük rekabetten en karlı Trabzon futbolu çıkıyordu. Öncelikle şehirde futbol tutkusu körüklenmişti. Bu büyük rekabetten doğan büyük iddia Trabzon'da büyük yıldızların çıkmasına neden olmuştur. Ancak, Trabzon insanının alın yazısı olan gurbetçilik 1930'lu yıllarda Trabzon'daki futbol yıldızlarının kaderine tesir etmişti. Pek çoğu yüksek öğrenim uğruna ana kucaklarını baba ocaklarını terk etmek zorunda kaldılar. Gittikleri İstanbul ve Ankara'da sürdürdükleri futbol yaşamlarında gerçekten büyük yıldız oldular. Bir Hasan Polat ve kardeşi Ali Polat Ankara Gençlerbirliği'nde , bir Selim Satıroğlu, Ahmet Karlıklı Galatasaray'da bir Taka Naci, Zekeriya Bali Fenerbahçe'de, Nazmi Bilge Beşiktaş'ta yıldız futbolcu oluverdiler.
1962-63 sezonunda tüm yurtta bir İl takımı kurulması öngörülmüştü. Zamanın Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak, Türkiye liglerini güçlendirmek ve tüm yurda yaymak amacıyla bir seferberlik başlatmıştı. Her ilde bir futbol takımı kurup Türkiye liglerinde yer alması seferberliği büyük bir hızla devam ediyordu. Trabzon elbette ki bunun dışında kalamazdı. Yalnız bir İl Kulübü kurulmasının en zor olan illerin başında kuşkusuz Trabzon gelmekteydi. İdmanocağı, İdmangücü rekabeti Trabzon futboluna öylesine hakimdi ki bu iki kulübün bir çatı altında toplanmasına imkan yoktu. Nitekim böyle bir girişimde bulunmak isteyen bir avuç idealistin daha ilk çalışmalarında bunun imkansız olduğu gerçeği bir kez daha anlaşılmıştı.
Tüm Trabzonlular, Trabzon Spor adıyla bir kulübün kurulmasını yürekten arzuluyorlar, ancak bu işi bir türlü gerçekleştirememenin ezikliğini yaşıyorlardı. Yetkililerinde araya girmesi, sonucu pek değiştirmiyordu Ocaklılar da, Güçlüler de yeni kurulacak kulüpte kendi isimlerinin, hatta renklerinin hakim olmasını istiyorlardı ve bu konuda en ufak bir fedakarlıkta bulunmuyorlardı. Her gün, her akşam toplantı üstüne toplantı yapılıyordu. Bazen tam bir anlaşma zemini ortaya çıkıyor ama yine en ufak bir ayrıntı her şeyi berbat ediyordu. Havaya silahlar atılıyor, karakollara, hatta mahkemelere kadar uzanan olaylara rastlanıyordu. Öte yandan Futbol Federasyonunun il kulüpleri için tanıdığı sürenin de sonu yaklaşıyordu.
21 Haziran 1966 tarihinde İdmanocağı, Martıspor ve Yıldızspor'un da katılımı ile sarı Kırmızı renkler altında Türkiye 2. Ligine alındı. Ancak, resmi bir yazının süresi içinde ilgili yere tebliğ edilmediği için İdmanocağı'nın İkinci ligde oynaması durduruldu. Bu tarihten yaklaşık bir ay sonra 20 Temmuz 1966'da bu kez İdmangücü, Karadenizgücü, Martıspor ve Yolspor'un katılmasıyla Trabzonspor Kırmızı-Beyaz renklerle kuruldu. Ne var ki İdmanocağı buna karşı çıktı. Danıştay'da açtığı dava ile yürütmeyi durdurma kararı alınınca ortalık yine karıştı. Trabzon'daki gergin durum üzerine araya Zamanın Beden Terbiyesi Genel Müdürü Ulvi Yenal girdi. Ulvi Yenal, İdmanocağı ve İdmangücü'nün birleşmemeleri halinde iki kulübünde Türkiye 2. Ligine alınmayacağını bildirdi. Bu durum Trabzon'da ve her iki kulüp çevresinde "Sok" etkisi yaratmıştı. Birleşmeleri büyük sorun olan bu iki kulübün, birleşmemeleri halinde Trabzon Türkiye liglerinde temsil edilemeyecekti. Trabzon'daki geceli gündüzlü yapılan ve büyük tartışmalara neden olan toplantılar sonunda 2 Ağustos 1967 günü İdmanocağı ile İdmangücü birleşmesi gerçekleşti ve Trabzonspor; İdmanocağı, İdmangücü, Karadenizgücü ve Martıspor'un birleşmesi ile ortaya çıktı.
Artık bütün resmi işlemler tamamlandıktan sonra sıra gelmişti Trabzonspor'un renklerine. Renk bulmak öyle kolay olmadı. Trabzon'da uzun yıllar süren İdmanocağı-İdmangücü rekabetinde Sari-Kırmızı ve Yeşil-Beyaz renkler hakimdi. Trabzonspor'un renkleri bu renklerin dışında olmalıydı. Trabzon'u ve Karadeniz'i simgeleyen renkler aranıyordu. Bu konuda yarışma açılması da gündeme geldi ancak sonra vazgeçildi. Renk için geceli gündüzlü toplantılar düzenleniyordu. Dört toplantıdan sonuç alınamamıştı. Beşinci toplantıda her şey bitecekti. Artık taraftarın da sabrı kalmamıştı. Sonunda Trabzon ve Karadeniz'in sembolü olan Hamsi üzerinde duruldu. Hamsinin gümüş mavisi rengi ve gözlerinin bordosu dikkate alindi. Kimileri buna karşı çıktı. Neymiş efendim bordo renk kırmızıya kaçıyormuş, öyle ya İdmanocağı renkleri de Sari-Kırmızı ya. İşte bu nedenle bordonun rengi biraz koyu tutularak İdmanocağı'nın kırmızısından kaçınıldı. Böylece bir haftadır şehirde süren renk kavgası sona ermişti ve Trabzonspor Bordo-Mavi renklere kavuşmuş oldu.
HÜSEYİN
AVNİ AKER
Hüseyin
Avni Aker 1889 yılında Trabzon’ un Vakfıkebir ilçesinin
Çavuşlu Köyü’nde dünyaya geldi. İlk,orta tahsilini Trabzon’
da yaptı ve Trabzon mahalli mektebinden mezun oldu. İstiklal
Savaşı’na katılarak cephede düşmana karşı savaştı. 1925 yılına
kadar Akçaabat ,Sürmene ve Trabzon’da ilkokul öğretmenliği
yaptı.1926 yılında ünlü spor adamı Selim Sırrı Tarcan tarafından
İstanbul ‘da açılan Beden Eğitimi Kursuna katıldı ve buradan
diploma aldı. Trabzon tarihinin ilk beden eğitimi öğretmeni
olarak tarihe geçen H. Avni Aker Trabzon Lisesi Muallim Mektebi
ve Ticaret Lisesine atandı. Buralardaki başarılı hizmetlerinden
sonra Beden Terbiyesi Bölge Asbaşkanlığı (şimdiki Gençlik ve Spor
İl Müdürlüğü) görevini üstlenerek Trabzon sporunun en üst
makamına yükselen değerli spor adamı yaşama veda ettiği 1944 yılına
kadar bu görevini sürdürdü.
Hüseyin Avni Aker görevde bulunduğu yıllar içinde Trabzon ‘a bir stat kazandırmak ve bugün stadın bulunduğu araziyi bu amaçla istimlak etmek için çok uğraştı. Onun müthiş çabası daha sonra adının verildiği stadı Trabzon futboluna kazandırdı.
Hüseyin Avni Aker ‘in arkadaşı olan ünlü Beden Eğitimi Öğretmeni ve antrenör Hayri Gür stada Avni Aker adının verilme öyküsünü şöyle anlatıyor. “1940 ‘lı yıllarda Hüseyin Avni Aker ‘le aynı okulda beraber çalıştık. Kendisi hem lisede öğretmendi hem de Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü ‘ne vali nezdinde asbaşkanlık görevini yürütüyordu. 1972-77 yılları arasında Trabzon ‘da Beden Terbiyesi ‘nde 5 yıl bölge müdürü olarak çalıştım.bu sırada stad inşaatı tamamen bitmiş ve isim aranıyordu . zamanın valisi Adil Ciğeroğlu başkanlığında bir genel kurul oluşturuldu.bu genel kurul da ben de vardım ve Hüseyin Avni Aker ismini ben teklif ettim. Çünkü bu stada en çok onun emeği geçmişti. Sanat Okulu ile Yeni Mahalle arası o zamanlar uçurumdu ve bu uçurumu at arabaları ile toprak taşıyarak doldurduk. Toprağı zemine serdikten sonra çimleri ekmeye başladık. Daha sonra ise altmış kişilik kapalı tribün ile açık tribün yaptık. O zamanın parasıyla tüm bunlar 40 bin liraya mal olmuştu. Tüm bunları vali Ciğeroğlu ‘na anlatınca o da bana hak verdi ve stada Avni Aker ‘in isminin verilmesini istedi. O zamanlar buna tek karşı çıkan rahmetli Ziya Nemli olmuştu. Nemli stada İdmanocağının eski kaptanı Rıza Kuğu ‘nun adının verilmesini istiyordu.”
2003 Konfederasyon Kupasında ve 2002 Dünya Kupasında 3.lük kazandırmıştır. Euro 2004 elemelerinde gelen talihsiz sonuçların ardından görevine son verilen Şenol Güneş sıkıntılı bir Trabzon macerasının ardından F.C. Seol ile anlaşmıştır. FC Seoul'ü 2. yaparak Play-off'lara çıkarmış ancak play-off'u kaybetmiştir.
1988-1989 Trabzonspor, 1989-1992 Boluspor, 1992-1993 İstanbulspor, 1993-1997 tekrar Trabzonspor, 1997-1998 Antalyaspor, 1998-1999 sezonunda da Sakaryaspor takımlarını çalıştırdı. Trabzonspor 2005'in Ocak ayında Şenol Güneş'i üç buçuk yıllık bir anlaşmayla teknik direktörlüğe geri getirdi. Daha sonra bu görevden istifa etti.
16 Ağustos 2000 tarihinde Türkiye Millî Futbol Takımı'nın başına getirildi ve millî takımın 48 yıl aradan sonra dünya kupasına katılan kadrosunda teknik direktör olarak görev aldı.
Türk Milli Takımı, Şenol Güneş’in teknik direktörlük yaptığı dönemde, 2002 FIFA Dünya Kupası’nda üçüncülük kazandı. UEFA’nın resmî internet sitesinde düzenlenen ankette 2002 yılının en iyi teknik adamı seçildi2003’ün Haziran ayında Fransa’da yapılan 2003 Konfederasyon Kupası’nda da Millî Futbol Takımını üçüncü'lüğe taşıdı. Milli takımı 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası 'na sokamayınca 6 Mart 2004 'de görevinden ayrıldı. UEFA Yılın Takımına teknik direktör olarak seçilen ilk Türk ve Dünya Klasmanında Milli Takımı 7. sıraya oturtan tek teknik adam olarak Türk futbol tarihine geçmiştir.
Trabzonspor yönetimi, Hugo Broos'la boşalan teknik direktörlük koltuğu için Şenol Güneş'le görüşmelere başlamış, prensipte anlaşma sağlamıştır. 1 Aralık Salı günü Trabzon'a gelip tekrar imza atmıştır.
2012-2013 sezonunda Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, Spor Toto Süper Lig7in 19. haftasında Elazığspor karşısında alınan mağlubiyetin ardından 27 Ocak 2013 te istifa etti.
Trabzon'da
futbolun başlangıcı Birinci Dünya Savaşı öncesine dayanıyor. O
tarihlerde şehrin en kalabalık mahallesi olan bugünkü Ortahisar
mahallesinde ilk kez Rumlar tarafından futbolun oynandığı
bilinmektedir. Trabzonlu gençler şehrin dört bir yanından
Ortahisar mahallesine gelerek Rumların futbolunu seyrediyorlardı.
Sonraları Rumlar Trabzonlu gençleri de aralarına alarak o
daracık sokaklarda futbolu yaygınlaştırıyorlardı. Futbol tutkusu
her gecen gün bir çığ gibi büyüyordu. Tıpkı horon gibi Trabzon
insanının bünyesine uygun bir oyundu. Bu nedenle kısa sürede büyük
ilgi görmüştü.
Bir gün sadece Trabzonlu gençlerin futbol oynadığı bir sırada top hemen karşıdaki Rum evinin açık penceresinden içeriye girer. Elindeki topla dışarı çıkan yaşlı bir Rum, Trabzonlu gençleri iyi bir azarlayarak kovmuştu. Bu olaydan sonra Rumların ileri gelenleri Ortahisar mahallesinde futbol oynanmasını yasakladılar. Özellikle Trabzonlu gençlere. Çünkü Rum gençleri zaten fazla oynamıyordu. Ara sıra oyunlarına da izin veriliyordu.
Trabzonlu
gençler için büyük bir tutku haline gelen ve yeni yeni doğmakta
olan futbola vurulmuş bir darbeydi yasaklama olayı. Bir kere kaptırmışlardı
futbola kendilerini bu gençler. Yapacak başka bir işleri de yoktu.
Ortahisar mahallesi dışında da futbol oynamaya elverişli saha pek
yoktu. Olsa bile oralarda Rumların baskıları daha fazla idi. Bütün
tehlikelere ve baskılara rağmen gençler kaçamak yaparak futbol
oynamaya devam ettiler. Ta ki Birinci Dünya Savaşı'na kadar. Savaş tüm
ülkede olduğu gibi Trabzon'da da birçok genci futbol sahalarından
alıp Savaş meydanlarına sürüklemişti. Gençler artık top yerine
silaha sarılmışlardı.
Birinci Dünya Savaşı sonrası, yeniden yapılanmaya giren gençler, futbolu yaşatma ve geliştirme gayretine girdiler. Şehrin dört bir yanında boş buldukları arsalarda topun peşinden koşmaya devam ettiler. Bu arada Lise Fransızca öğretmeni Burhanettin Kahyaoğlu, Beden Terbiyesi öğretmeni Sami Bey, Hifzirrahman Raşit Oymen, Tevfik Yunusoğlu, Kemal Özsubaşi ve Ali Yusufoğlu'nun başını çektiği bir grup genç Trabzon'da ilk Kulübü kurma gayretine girdiler. Bu gençlerin gayretleri şehrin butun semtlerinde büyük destek görüyordu. Bütün gayretler 20 Ocak 1921 günü mutlu sonla noktalanıyor ve Trabzon'un ilk Kulüp kuruluyordu. Sarı kırmızı renkleri seçtikleri kulübe İdmanocağı adını verdiler. İki yıl süreyle Trabzon'un tek Kulübü olan İdmanocağı, aynı zamanda Trabzon futbolunun da temelini teşkil ediyordu.

Trabzonspor; İdmanocağı, İdmangücü, Karadenizgücü ve Martıspor'un birleşmesi ile ortaya çıktı. Renklerinden takım logolarına kadar birçok konuda sert tartışmalar çıksa da Trabzonspor nihayetinde 1967 yılında binbir zorluk ile kuruldu. Trabzonspor'un ilk başkanı Ali Osman Ulusoy, İlk teknik direktörü ise Hayri Gür'dü. Trabzonspor Profesyonel Futbol tarihine 2.lig'den başlamıştı.
Kimsenin beklemediği bir fırtına esiyordu 2.ligde. Daha Türkiye 2.liginde ilk sezonu olan 1967-68 sezonunu Trabzonspor 6.sırada tamamlamıştı. 1968'den 1971 yılına kadar 2.lig'de 4.sırayı kimseye kaptırmayan Trabzonspor 1972-73 sezonunda 1.lig'e çıkmayı kılpayı kaçırmıştı. Şampiyonluğu averajla Kayserispor'a kaptıran Trabzonspor'da derin bir üzüntü vardı. Kaçan şampiyonluk taraftarı çok üzmüştü. Ancak bu üzüntü sadece 1 sezon sürdü.
Trabzonspor 1973-74 sezonunda teknik direktörü Suat Özyazıcı idi. Özyazıcı takımıyla tarihi bir başarıya imza atmış, Karadeniz temsilcisini 47 paunla 2.lig'de şampiyon yaparak 1.lige çıkarmakla kalmamış, Türkiye Kupası Çeyrek Finali'de oynatmıştır.
Trabzonspor 1.lig'e çıktığı 1974-75 sezonunu ilk sezonu olmasına rağmen 9.sırada bitirmiş ve 30 puan toplayabilmiştir.Kıbrıs Barış Kupası, T.Kupası Finali ise Trabzonspor'un 1974-75 sezonunda aldığı başarılardır.
Sezon 1975-76 sezonudur. Trabzonspor fırtına gibi esmektedir. 47 puan toplayarak 1.lig'de şampiyon olan Trabzonspor Başbakanlık Kupası, C.Başkanlığı Kupası müzesine götürmüş Türkiye kupasında finalde Galatasaray ile karşılaşmış penaltılarla kupayı Sarı-Kırmızılılara kaptırmıştır. Bu başarılar Türkiye'de büyük yankı uyandırmıştı.Herkez Trabzonspor'dan bahsetmektedir. Karadeniz'den Memleketi kasıp kavuran bir fırtına geliyordu.
1976-77 sezonunda Trabzonspor yine fırtına gibi esmekteydi. 43 puan toplayan Trabzonspor 1.lig'de üst üste 2. kez şampiyon olma başarısını göstermişti. Aynı sezon geçen yıl kılpayı kaçırdığı Türkiye Kupasını finalde Beşiktaş'ı yenerek müzesine götürmüştü. C.Başkanlığı Kupası yine Trabzonspor'un müzesinde idi.
1977-78 sezonunda ise 42 puan toplayan Trabzonspor şampiyonlu Fenerbahçe'ye kaptırmıştı. Trabzonspor'daki müthiş futbolu ile dikkatleri üzerine çeke Necmi Perekli 18 golle 1.lig'de gol kralı oluşmuştu. Türkiye Kupası'nın adresi yine Trabzonspor'du. Başbakanlık Kupası ve C.Başkanlığı Kupası yine Trabzonspor'da idi.
1978-79 ve 1979-80 sezonlarında şampiyon olan takım Trabzonspordur.Bu iki sezonda da C.Başkanlığı Kupası yine Trabzonspor'un müzesinde idi.
1975-1980 yılları arasındaki başarılarda başkan Şamil EKİNCİ, teknik direktörü ise Suat ÖZYAZICI idi. Trabzonspor tarihine adlarını altın harfler ile yazıdrmışlardı.
1980-81 sezonu ve yine şampiyon Trabzonspor. 1974-75 sezonunda Süper Lig'e çıkan Trabzonspor 6 senede 5.kez şampiyon oluyor ve ambleminin üstüne bir yıldız takıyordu. Teknik direktöri Özkan SÜMER, başkan ise Celal ATAMAN'dı. Bu sezonki tek başarı şampiyonluktu.
1981-82, 1982-83 sezonlarında 1.lig'de 2. sırada tamamlayan Trabzonspor'un 1982-83 sezonlarında C.Başkanlığı Kupasını müzesine götürmüştü.
1983-84 sezonunda tekrar şampiyon oldu. Trabzonspor Türkiye Kupası finalinde Beşiktaş'ı yenerek bu kupayı da kazanma başarısını göstermişti.
1984-85 sezonundan 2006-07 sezonları arasında Trabzonspor başarıları tarihte bırakarak şampiyonlukları rafa kaldırmıştı. 1.Lig'de (Süper Lig) 23 sezon şampiyonluğa hasret kalan Trabzonspor artık sezonu ilk 10'da bitirmekte idi.
Bu tarihler arasında 1989-90'da Federasyon Kupa Finalisti, 1991-92'de Federasyon Kupası, 1993-94'de Başbakanlık Kupası, 1994-95'te C.Başkanlığı Kupası, Türkiye Kupası, 1995-96'da Başbakanlık Kupası, 2002-03'te Türkiye Kupası, 2003-04'te Türkiye Kupası gibi başarıları vardı 1996'da Şota Arveladze, 2005'te Fatih Tekke Süper Lig'de gol kralı olmuştu.Ancak bu başarılarını şampiyonluk ile taçlandıramamıştı.
Trabzonspor 2001-02 sezonunda küme düşme hattında bulunmuş ve 1967 yılında kurulan ve büyük başarılarla dolu tarihinde ilk defa Lig'i 14.sırada bitirerek taraftarını üzmüştü.
Trabzonspor bir efsanedir. Çünkü kimsenin ihtimal vermediği başarıları imkânsızlıklar içinde sivrilmiş, birliğin dayanışmanın, Karadeniz inadının örneğini sergilemiştir.
İngilizlerin bile dikkatini çeken ve tarihe düşülen bir notta: “Dünyada kendi bünyesinden yetiştirdiği futbolcularla başarı yakalayan belki de tek takımdır” Trabzonspor…
Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri
Trabzonspor Kulübü Mehmet Ali YILMAZ Tesisleri'nin temeli 1983 yılı Mayıs ayında atılarak 1985 yılının Temmuz ayında çok kısa bir sürede tamamlanıp hizmete girmiştir. Mehmet Ali YILMAZ Tesisleri 100.400 m2 alan üzerinde kurulmuştur. Trabzonspor'un idari ve teknik tüm birimlerinin bulunduğu Mehmet Ali YILMAZ Tesisleri'nde 2004 yılının Mayıs ayında yeni bir idari bina ve yeni bir çim saha hizmete açılmıştır. Trabzonspor Mehmet Ali YILMAZ Tesisleri'nde yaklaşık 60 idari, 22 teknik personel görev yapmaktadır.
Sadri Şener Sosyal Tesisleri
Trabzonspor Sadri Şener Sosyal tesisleri, 1994 yılında Sadri ŞENER Bey'in kulüp başkanlığı zamanında Özel İdare Müdürlüğü'nden kiralanmıştır. Dönemin yönetimi bu binanın giriş katını Cafe-Bar, 1. katını Restaurant ve 2. katını başkanlık ve yönetim kurulu toplantı yeri olarak planlamışlardır.
Daha sonra Faruk Özak Başkanlığı'nda binanın dekorasyonu yapılmış ve bina kulüp idari bölümleriyle yönetim kuruluna tahsis edilmiştir.
1998 yılında M. Ali Yılmaz yönetiminde giriş katı Cafe-Bar, 1.kat Halkla İlişkiler Bürosu, 2. katta lokal olarak kullanılmış. Daha sonra giriş katı Ts Club Mağazası, 1. katı Trabzonspor Müzesi ve 2. katı Divan Kurulu ve Yönetim Kurulu toplantı salonu olarak planlanmıştır.
Yeni düzenlenen Sadri Şener Sosyal Tesisleri'nin giriş katında yerini alan TS Club mağazamızda takımımızın resmi ürünlerinin satışının yanısıra üyelik işlemlerinin de yapılmaktadır.
Kartal Tesisleri
Trabzonspor'umuzun İstanbul'da Kartal'daki Sosyal Tesisleri'nde Kulübümüzün İstanbul'da yaşayan taraftarları için bir irtibat bürosu görevinin yanı sıra işletmesi özel bir firmaya verilmiş olan Adaların Görkemli Manzarasına sahip, profesyonel ses ve ışık sistemleri ile donanmış şirket toplantıları, düğün, nişan, sünnet düğünü gibi özel kutlamalar için 500 kişilik Karayemiş Balo Salonu, 150 kişilik Şimal Bar, Otantik dekorasyonu ile Yoroz Restoran, Her türlü teknik altyapısı hazırlanmış 144 kişilik.
Cevdet Sunay konferans salonu, Tenis kortu, halı sahası ve satış reyonu mevcuttur. Kartal'daki Sosyal Tesislerimizde Yaz Kampları düzenlenmekte ve bu kamplarda futbol, basketbol, yüzme gibi spor aktivitelerinin yanısıra müzik, resim, dans, tiyatro, paten gibi sosyal faaliyetler ile çocuklarımızın akademik kariyerli öğretmenler eşliğinde güvenli bir ortamda zevkli bir tatil geçirmeleri sağlanmaktadır. Ayrıca yetişkinler için Fitness center'imizde Aerobic ve Step kursları verilmektedir.
Bu yıllarda Necmi Perekli, Şenol Güneş ve Cemil Usta gibi daha sonra şampiyon olan takımın oyuncuları da kadroda yer almaya başladı.
Trabzonspor, 1974-75 sezonunda ilk kez mücadele ettiği Türkiye 1. Futbol Ligi'ni 30 puanla 9. olarak tamamladı. Bunun yanında aynı yıl Türkiye Kupası'nda finale kadar çıkmayı başaran Trabzonspor, evinde Beşiktaş'ı 1-0 yenmesine rağmen, deplasmanda 2-0 yenilince ikincilikle yetindi.
1975-76 sezonunda, Trabzon'da oynanan ve Trabzonspor'un 1-0 kazandığı Fenerbahçe maçından sonra liderliğe yükseldi ve sezon sonuna kadar liderliğini korudu. Ahmet Suat Özyazıcı önderliğindeki takım 43 puan toplayarak, Fenerbahçe'nin 3 puan önünde şampiyonluğa uzanırken, Türkiye 1. Futbol Ligi şampiyonluğu yaşayan ilk Anadolu takımı oldu.
Trabzonspor ilk şampiyon olduğu 1975-76 sezonundan 1983-84 sezona kadar olan süreç içersinde; altı kez lig şampiyonluğu yaşadı. Sözü geçen süreçte 1977-78 ve 1981-82sezonlarında 1, 1982-83 sezonunda 2 puan farkla şampiyonluğu kaçıran Trabzonspor; son şampiyonluğunu Fenerbahçe'nin beş puan önünde bitirdiği 1984-85 sezonunda kazandı. 1976-77 sezonunda attığı 18 golle gol kralı olan Necmi Perekli, Trabzonspor'un Türkiye 1. Futbol Ligi'ndeki ilk gol kralı oldu. Zamanın kalecisi Şenol Güneş ise 17 Eylül 1978 ile 18 Şubat 1979 arasında oynanan lig maçlarında kalesinde gol görmeyerek (1110 dakika), Türk liglerinin en uzun süre gol yemeyen kalecisi, dünyanın en uzun süre gol yemeyen 15. kalecisi oldu.Ayrıca Trabzonspor bu dönemde, 3 Türkiye Kupası, 6 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 3 Başbakanlık Kupası ve bir Kıbrıs Barış Kupası'nı kazandı.Elde edilen iki şampiyonluk Özkan Sümer yönetimindediğer dört şampiyonluksa günümüzde Trabzonspor Futbol Danışmanlığı görevini yürüten Ahmet Suat Özyazıcı'nın teknik direktörlüğü döneminde geldi.
2000'li yılların başı, Trabzonspor'un en başarısız dönemlerinden biri
oldu. Takım 2001-02 sezonunda, ligi 14. bitirerek tarihinin en kötü
sezonunu yaşadı. Ayrıca bu sezon Trabzonspor'un en çok gol yediği ve en çok yenildiği sezon olarak tarihe geçti. Bu sezondan sonra zamanın başkanı Özkan Sümer teknik direktörlüğe Samet Aybaba'yı getirerek, yeniden yapılanma kararı aldı. Bu yeniden yapılanma ile birlikte, Trabzonspor'da asist kralı ve en uzun süre forma giymiş yabancı futbolcu olan Ibrahim Yattara ve Michael Petković gibi yabancı isimler transfer edildi. Samet Aybaba, takım kadrosunu gençleştirmek amacıyla Gökdeniz Karadeniz ve Fatih Tekke gibi kulüp altyapısından yetişen oyuncuları kadroya dahil ederken, Hami Mandıralı ve Orhan Çıkırıkçı gibi tecrübeli futbolcularla yolları ayırdı. Fatih Tekke, 2004-05 sezonunda attığı 31 golle gol kralı oldu. Kurulan bu iskelet, 2002-03 ve 2003-04sezonlarında Türkiye Kupası'nı kazanıp; 2003-04 ve 2004-05
sezonlarında sezon sonuna dek şampiyonluğu kovaladı ve her iki sezonda
da Fenerbahçe'nin ardından ikinci oldu. Trabzonspor, 2006 yılında
başkanlığa Nuri Albayrak'ın gelmesiyle birlikte, kariyerli yabancı oyuncular getirerek başarıya ulaşma yoluna gitti. Marcelinhove Kiki Musampa gibi gibi kariyerli oyuncular transfer edilse de, bu oyuncular takıma uyum sağlayamadı. Mirosław Szymkowiak ve Fatih Tekke gibi önemli oyuncular takımdan ayrıldı.
2008'de Sadri Şener'in başkan seçilmesiyle birlikte takımdaki oyuncuların büyük bir kısmıyla yollar ayrıldı. Teknik direktörlüğe Ersun Yanal getirilip, 25 transfer yapıldı. Yapılan bu transferlerle, Trabzonspor 2008-09 sezonunda şampiyonluk yarışını son haftaya kadar sürdürdü ve lig üçüncüsü oldu.Bir sonraki sene göreve Hugo Broos'u getiren Trabzonspor yönetimi, takım başarısız sonuçlar alınca; Broos'un görevine son verdi ve yerine Şenol Güneş'le anlaşıldı. Güneş'in gelmesiyle birlikte takım başarılı sonuçlar aldı. 2009-10 sezonunda Trabzonspor; hem Türkiye Kupası'nı hem de TFF Süper Kupa'yı kazandı. Güncel olarak ana forma sponsoru olarak Türk Telekom'la, forma üreticisi olaraksa Nike ile anlaşan Trabzonspor, 2010-2011 sezonunda ilk yarıyı lider kapatmayı başarmasına rağmen, lig sonunda Fenerbahçe'nin averaj ile arkasında kalarak ligi ikinci tamamladı.Ancak sezon bittikten sonra başlatılan şike davası sonucu sezonu 1. tamamlayan Fenerbahçe'nin yerine Şampiyonlar Ligi grup müsabakalarına tarihinde ilk kez katılma hakkı elde etti.
Trabzonspor Avrupa'daki en farklı galibiyetini 2007 yılında 6-0 ile KS Vllaznia karşısında alırken, en farklı mağlubiyetini 1990-91 sezonunda 7-2'lik sonuçla FC Barcelona karşısında aldı.
Hüseyin Avni Aker görevde bulunduğu yıllar içinde Trabzon ‘a bir stat kazandırmak ve bugün stadın bulunduğu araziyi bu amaçla istimlak etmek için çok uğraştı. Onun müthiş çabası daha sonra adının verildiği stadı Trabzon futboluna kazandırdı.
Hüseyin Avni Aker ‘in arkadaşı olan ünlü Beden Eğitimi Öğretmeni ve antrenör Hayri Gür stada Avni Aker adının verilme öyküsünü şöyle anlatıyor. “1940 ‘lı yıllarda Hüseyin Avni Aker ‘le aynı okulda beraber çalıştık. Kendisi hem lisede öğretmendi hem de Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü ‘ne vali nezdinde asbaşkanlık görevini yürütüyordu. 1972-77 yılları arasında Trabzon ‘da Beden Terbiyesi ‘nde 5 yıl bölge müdürü olarak çalıştım.bu sırada stad inşaatı tamamen bitmiş ve isim aranıyordu . zamanın valisi Adil Ciğeroğlu başkanlığında bir genel kurul oluşturuldu.bu genel kurul da ben de vardım ve Hüseyin Avni Aker ismini ben teklif ettim. Çünkü bu stada en çok onun emeği geçmişti. Sanat Okulu ile Yeni Mahalle arası o zamanlar uçurumdu ve bu uçurumu at arabaları ile toprak taşıyarak doldurduk. Toprağı zemine serdikten sonra çimleri ekmeye başladık. Daha sonra ise altmış kişilik kapalı tribün ile açık tribün yaptık. O zamanın parasıyla tüm bunlar 40 bin liraya mal olmuştu. Tüm bunları vali Ciğeroğlu ‘na anlatınca o da bana hak verdi ve stada Avni Aker ‘in isminin verilmesini istedi. O zamanlar buna tek karşı çıkan rahmetli Ziya Nemli olmuştu. Nemli stada İdmanocağının eski kaptanı Rıza Kuğu ‘nun adının verilmesini istiyordu.”
'Baba Teknik direktör Öğretmen Trabzon Spor Herseyi ŞENOL GÜNEŞ'
Futbolculuk Kariyeri
Mahalle aralarında limon kabuğu çöpleriyle futbol oynamaya başladı. Basketbola merakı vardı. Ve basketbol takımlarını o kurardı. Ama Trabzon'da en büyük tutku futbol olduğu için basketbol oynayacak adam bulamazdı.Trabzonspor'un ilk kurulduğu yıllara denk gelen bu dönemde, Şenol Güneş Vefaspor'u tuttu.Çünkü kendi oynadığı mahalle takımının renkleriyle bu takımın renkleri aynıydı. Amatör maçlarda kaleye geçerdi ama mahalle maçlarında santrafor olarak önde oynardı.İlk yıllarında kaleci olmaktan hoşnut değildi. Ama bir süre sonra kalecilik görevi onun üzerine kaldı. Şenol Güneş futbol kariyerine Erdoğdu Gençlik'te başladı. Bundan sonra 17 yaşındayken Trabzonspor'un amatör takımına geçtikten sonra, buradan da Sebat Gençlik’e transfer olarak profesyonel futbolculuğa ilk adımını atıp,burada ilk büyük çıkışını yaptı. Bu süreler içinde öğrenimine devam etti.1972 yılında Trabzonspor'a geri transfer oldu.20 yaşındaydı ve bir yandan da Eğitim Enstitüsüne devam etti. Öğle aralarında Turgay Semercioğlu ile yemek yemeyerek ya da hemen yiyerek öğle aralarında koşu antrenmanları yapardı. Yaklaşık 15 yıl Trabzonspor' da kalecilik yaptı. Trabzonspor'da 1975-1984 arasında altı şampiyonluk yaşadı. Gençlik yıllarında radyolarda büyük futbolcuları dinlerken hayalleri şekillendi. Kendi sözleriyle "...Bende onlar gibi ve daha iyisi olmak isterdim.Örneğin bir kaleci top kurtarmışsa,gol yemişse.Hiç gol yemeyen bir kaleci olma hayalim vardı".Türk spor tarihinde birinci ligde 1112 dakika süreyle kalesinde gol görmeyerek en uzun süre gol yememe rekorunu kendi adına yazdırdı.Kaleciliği sevmediniz mi soruna cevaben şöyle der; "severek oynamadım ama oynarken gereğini yaptım.Yani başlangıcım severek,isteyerek, planlanmış bir şey değildi.Ama oynadığım zaman işimin gereğini çok iyi profesyonel olarak yaptım.
Teknik Direktörlük Kariyeri
2 dil bilen Şenol Güneş, futbol hayatındaki başarısını teknik direktörlük kariyerinde de sürdürmüştür. Özellikle Trabzonspor'un başında bulunduğu yıllar içerisinde lig sıralamasında uzun yıllardan sonra Trabzonsporu 2.likle tanıştırmıştır. A Millilerin başında bulunduğu yıllar içerisinde inanılmaz başarılar gösteren Şenol Güneş, 2002 Dünya Kupasında 3.yaparak Türk Milli Takımının aldığı en büyük başarıya imza atmıştır. Bu başarıyla UEFA tarafından 2002 senesinin en iyi teknik direktörü seçildi.2003 Konfederasyon Kupasında ve 2002 Dünya Kupasında 3.lük kazandırmıştır. Euro 2004 elemelerinde gelen talihsiz sonuçların ardından görevine son verilen Şenol Güneş sıkıntılı bir Trabzon macerasının ardından F.C. Seol ile anlaşmıştır. FC Seoul'ü 2. yaparak Play-off'lara çıkarmış ancak play-off'u kaybetmiştir.
1988-1989 Trabzonspor, 1989-1992 Boluspor, 1992-1993 İstanbulspor, 1993-1997 tekrar Trabzonspor, 1997-1998 Antalyaspor, 1998-1999 sezonunda da Sakaryaspor takımlarını çalıştırdı. Trabzonspor 2005'in Ocak ayında Şenol Güneş'i üç buçuk yıllık bir anlaşmayla teknik direktörlüğe geri getirdi. Daha sonra bu görevden istifa etti.
16 Ağustos 2000 tarihinde Türkiye Millî Futbol Takımı'nın başına getirildi ve millî takımın 48 yıl aradan sonra dünya kupasına katılan kadrosunda teknik direktör olarak görev aldı.
Türk Milli Takımı, Şenol Güneş’in teknik direktörlük yaptığı dönemde, 2002 FIFA Dünya Kupası’nda üçüncülük kazandı. UEFA’nın resmî internet sitesinde düzenlenen ankette 2002 yılının en iyi teknik adamı seçildi2003’ün Haziran ayında Fransa’da yapılan 2003 Konfederasyon Kupası’nda da Millî Futbol Takımını üçüncü'lüğe taşıdı. Milli takımı 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası 'na sokamayınca 6 Mart 2004 'de görevinden ayrıldı. UEFA Yılın Takımına teknik direktör olarak seçilen ilk Türk ve Dünya Klasmanında Milli Takımı 7. sıraya oturtan tek teknik adam olarak Türk futbol tarihine geçmiştir.
Trabzonspor yönetimi, Hugo Broos'la boşalan teknik direktörlük koltuğu için Şenol Güneş'le görüşmelere başlamış, prensipte anlaşma sağlamıştır. 1 Aralık Salı günü Trabzon'a gelip tekrar imza atmıştır.
2012-2013 sezonunda Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, Spor Toto Süper Lig7in 19. haftasında Elazığspor karşısında alınan mağlubiyetin ardından 27 Ocak 2013 te istifa etti.
|
Trabzon Spor Tarihi-2
TRABZON'DA SPORBir gün sadece Trabzonlu gençlerin futbol oynadığı bir sırada top hemen karşıdaki Rum evinin açık penceresinden içeriye girer. Elindeki topla dışarı çıkan yaşlı bir Rum, Trabzonlu gençleri iyi bir azarlayarak kovmuştu. Bu olaydan sonra Rumların ileri gelenleri Ortahisar mahallesinde futbol oynanmasını yasakladılar. Özellikle Trabzonlu gençlere. Çünkü Rum gençleri zaten fazla oynamıyordu. Ara sıra oyunlarına da izin veriliyordu.
Birinci Dünya Savaşı sonrası, yeniden yapılanmaya giren gençler, futbolu yaşatma ve geliştirme gayretine girdiler. Şehrin dört bir yanında boş buldukları arsalarda topun peşinden koşmaya devam ettiler. Bu arada Lise Fransızca öğretmeni Burhanettin Kahyaoğlu, Beden Terbiyesi öğretmeni Sami Bey, Hifzirrahman Raşit Oymen, Tevfik Yunusoğlu, Kemal Özsubaşi ve Ali Yusufoğlu'nun başını çektiği bir grup genç Trabzon'da ilk Kulübü kurma gayretine girdiler. Bu gençlerin gayretleri şehrin butun semtlerinde büyük destek görüyordu. Bütün gayretler 20 Ocak 1921 günü mutlu sonla noktalanıyor ve Trabzon'un ilk Kulüp kuruluyordu. Sarı kırmızı renkleri seçtikleri kulübe İdmanocağı adını verdiler. İki yıl süreyle Trabzon'un tek Kulübü olan İdmanocağı, aynı zamanda Trabzon futbolunun da temelini teşkil ediyordu.
'Gururla'
Bir dönemim fırtınası, tarihinde birçok takımın
yaşamayadığı başarılar ve sevinçleri yaşamış, şimdilerde ise küllerinden
yeniden doğmayı hedefleyen bir takım...Karadeniz fırtınası
Trabzonspor'dan bahsediyoruz. Şimdi gelin Süper Lig'e(Türkiye 1.Ligi)
çıktığı zamanlarda fırtına gibi esen, Anadolu kulüplerinin ağabeyi,
Profesyonel Futbol Ligleri tarihinde Türkiye Şampiyonu olan 4 takımdan
biri ve Anadolu'dan şampiyon çıkan tek takımın tarihine bir göz atalım.
Trabzonspor; İdmanocağı, İdmangücü, Karadenizgücü ve Martıspor'un birleşmesi ile ortaya çıktı. Renklerinden takım logolarına kadar birçok konuda sert tartışmalar çıksa da Trabzonspor nihayetinde 1967 yılında binbir zorluk ile kuruldu. Trabzonspor'un ilk başkanı Ali Osman Ulusoy, İlk teknik direktörü ise Hayri Gür'dü. Trabzonspor Profesyonel Futbol tarihine 2.lig'den başlamıştı.
Kimsenin beklemediği bir fırtına esiyordu 2.ligde. Daha Türkiye 2.liginde ilk sezonu olan 1967-68 sezonunu Trabzonspor 6.sırada tamamlamıştı. 1968'den 1971 yılına kadar 2.lig'de 4.sırayı kimseye kaptırmayan Trabzonspor 1972-73 sezonunda 1.lig'e çıkmayı kılpayı kaçırmıştı. Şampiyonluğu averajla Kayserispor'a kaptıran Trabzonspor'da derin bir üzüntü vardı. Kaçan şampiyonluk taraftarı çok üzmüştü. Ancak bu üzüntü sadece 1 sezon sürdü.
Trabzonspor 1973-74 sezonunda teknik direktörü Suat Özyazıcı idi. Özyazıcı takımıyla tarihi bir başarıya imza atmış, Karadeniz temsilcisini 47 paunla 2.lig'de şampiyon yaparak 1.lige çıkarmakla kalmamış, Türkiye Kupası Çeyrek Finali'de oynatmıştır.
Trabzonspor 1.lig'e çıktığı 1974-75 sezonunu ilk sezonu olmasına rağmen 9.sırada bitirmiş ve 30 puan toplayabilmiştir.Kıbrıs Barış Kupası, T.Kupası Finali ise Trabzonspor'un 1974-75 sezonunda aldığı başarılardır.
Sezon 1975-76 sezonudur. Trabzonspor fırtına gibi esmektedir. 47 puan toplayarak 1.lig'de şampiyon olan Trabzonspor Başbakanlık Kupası, C.Başkanlığı Kupası müzesine götürmüş Türkiye kupasında finalde Galatasaray ile karşılaşmış penaltılarla kupayı Sarı-Kırmızılılara kaptırmıştır. Bu başarılar Türkiye'de büyük yankı uyandırmıştı.Herkez Trabzonspor'dan bahsetmektedir. Karadeniz'den Memleketi kasıp kavuran bir fırtına geliyordu.
1976-77 sezonunda Trabzonspor yine fırtına gibi esmekteydi. 43 puan toplayan Trabzonspor 1.lig'de üst üste 2. kez şampiyon olma başarısını göstermişti. Aynı sezon geçen yıl kılpayı kaçırdığı Türkiye Kupasını finalde Beşiktaş'ı yenerek müzesine götürmüştü. C.Başkanlığı Kupası yine Trabzonspor'un müzesinde idi.
1977-78 sezonunda ise 42 puan toplayan Trabzonspor şampiyonlu Fenerbahçe'ye kaptırmıştı. Trabzonspor'daki müthiş futbolu ile dikkatleri üzerine çeke Necmi Perekli 18 golle 1.lig'de gol kralı oluşmuştu. Türkiye Kupası'nın adresi yine Trabzonspor'du. Başbakanlık Kupası ve C.Başkanlığı Kupası yine Trabzonspor'da idi.
1978-79 ve 1979-80 sezonlarında şampiyon olan takım Trabzonspordur.Bu iki sezonda da C.Başkanlığı Kupası yine Trabzonspor'un müzesinde idi.
1975-1980 yılları arasındaki başarılarda başkan Şamil EKİNCİ, teknik direktörü ise Suat ÖZYAZICI idi. Trabzonspor tarihine adlarını altın harfler ile yazıdrmışlardı.
1980-81 sezonu ve yine şampiyon Trabzonspor. 1974-75 sezonunda Süper Lig'e çıkan Trabzonspor 6 senede 5.kez şampiyon oluyor ve ambleminin üstüne bir yıldız takıyordu. Teknik direktöri Özkan SÜMER, başkan ise Celal ATAMAN'dı. Bu sezonki tek başarı şampiyonluktu.
1981-82, 1982-83 sezonlarında 1.lig'de 2. sırada tamamlayan Trabzonspor'un 1982-83 sezonlarında C.Başkanlığı Kupasını müzesine götürmüştü.
1983-84 sezonunda tekrar şampiyon oldu. Trabzonspor Türkiye Kupası finalinde Beşiktaş'ı yenerek bu kupayı da kazanma başarısını göstermişti.
1984-85 sezonundan 2006-07 sezonları arasında Trabzonspor başarıları tarihte bırakarak şampiyonlukları rafa kaldırmıştı. 1.Lig'de (Süper Lig) 23 sezon şampiyonluğa hasret kalan Trabzonspor artık sezonu ilk 10'da bitirmekte idi.
Bu tarihler arasında 1989-90'da Federasyon Kupa Finalisti, 1991-92'de Federasyon Kupası, 1993-94'de Başbakanlık Kupası, 1994-95'te C.Başkanlığı Kupası, Türkiye Kupası, 1995-96'da Başbakanlık Kupası, 2002-03'te Türkiye Kupası, 2003-04'te Türkiye Kupası gibi başarıları vardı 1996'da Şota Arveladze, 2005'te Fatih Tekke Süper Lig'de gol kralı olmuştu.Ancak bu başarılarını şampiyonluk ile taçlandıramamıştı.
Trabzonspor 2001-02 sezonunda küme düşme hattında bulunmuş ve 1967 yılında kurulan ve büyük başarılarla dolu tarihinde ilk defa Lig'i 14.sırada bitirerek taraftarını üzmüştü.
Trabzonspor bir efsanedir. Çünkü kimsenin ihtimal vermediği başarıları imkânsızlıklar içinde sivrilmiş, birliğin dayanışmanın, Karadeniz inadının örneğini sergilemiştir.
İngilizlerin bile dikkatini çeken ve tarihe düşülen bir notta: “Dünyada kendi bünyesinden yetiştirdiği futbolcularla başarı yakalayan belki de tek takımdır” Trabzonspor…
Trabzonspor Kurucular Saygıyla Anıyoruz | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
'Makale'
Ne zaman bahsi geçse, onur, gurur, şan, şeref gibi yaldızlı sözcüklerle parlatmaya gayret ettiğimiz Türk futbol tarihi, bütün tarihsel süreçler gibi aynı zamanda ihanetler, nankörlükler, haksızlıklar, iki yüzlülükler geçididir. Tarih varsa; mağrur da vardır, mağdur da...
Zalim
de aynı zaman diliminin bir parçasıdır, mazlum da... Ve tarihi yazan
vakanüvisler, genellikle muktedirlerin tekinsiz dilini kullanırlar.
Yazılı tarih, sadece onların tarihidir! A Milli Futbol Takımımız, bundan
sekiz yıl önce Türk futbol tarihinin en büyük başarılarından birine
imza attığında herkese hak ettiği paye verilmişti. Bir kişi hariç: Şenol
Güneş.
Dönemin
muktedirlerinin (Aynı zamanda bugünün de..), bu başarının mimarı Şenol
Hoca’yı yerden yere vururken, kullandıkları argüman üç aşağı, beş yukarı
aynıydı: Karizması, vizyonu, misyonu yok! Şenol Güneş’in kıyafetine,
saçına, başına, jöle kullanmamasına bile takanlar vardı! Düzey buydu.
Oysa futbol piyasamızın kurallarını ve o kuralları kimlerin koyduğunu
bilenler, neden Şenol Hoca’ya böyle davranıldığını çok iyi anlıyorlardı.
Bu mütevazı Trabzonlu öğretmen, her şeyden önce taşralıydı ve futbol
entelijansiyasına (!) biat edenlerden değildi. Mesele aslında bu kadar
basitti! Uğradığı haksızlıklar karşısında kalbi kırılan Şenol Güneş
kaçarcasına gitti bu ülkeden.
Uzakdoğu’nun sakin ve
dingin atmosferinde ruhunu dinlendirdi. Kendi içine gömüldü.
Maneviyatını zenginleştirdi ve yeniden doğmuş biri olarak tekrar
kendisini lime lime edenlerin arasına döndü. Belli ki bu kez daha güçlü,
daha dayanıklı, daha sabırlı, daha babacan, daha sevecen, daha
kucaklayıcı. İşte, parçalanmanın eşiğine gelmiş Trabzonspor’u yeniden
ayağa kaldıran ve yarışa ortak eden dinamik budur. Bugün Trabzonspor’un
başında sadece bir teknik direktör yok; bir bilge adam var. Bundan 14
yıl önce yarım bıraktığı işi tamamlamaya gelmiş bir futbol ulemasıyla
karşı karşıyayız.
Yarattığı sinerjiyle
Bordo- Mavili camiayı adeta bütünleştiren Şenol Güneş, moral değerleri
dibe vurmuş futbolcuları da adeta bir simyacı gibi yeniden işleyerek
dönüştürmüş ve gerçek değerlerine kavuşturmuştur. Olimpiyat Stadı’nı
dolduran 40 bin kişi, oynanan coşkulu futbol, camiadaki iyimser hava, bu
sezon olmasa bile kısa zaman içinde Trabzonspor’un yeniden şampiyonluğu
kucaklayacağının habercisidir. Yeter ki sabırsız, tez canlı
Trabzonlular, alınacak bir-iki başarısız sonuçta Şenol Hoca’ya bundan
önce yapılan haksızlıkları tekrarlamasın. Zira çok iyi biliyoruz ki,
Trabzonspor tarihi de, kendi evlatlarını paramparça eden linç
örnekleriyle doludur. Bu kez hata yapmamalılar. Çünkü Şenol Güneş son
şansları olabilir!
Hamit TURHAN / Fanatik
' Tarihden Kısa kesitler'
- Trabzonspor, Trabzon'da 1967 yılında kurulan futbol takımıdır. Renkleri Bordo ve Mavi dir.Profesyonel Futbol Ligleri tarihinde Türkiye Şampiyonu olan 5 takımdan biri ve ilk Anadolu takımıdır. En başarılı teknik direktörleri kulübe 4 şampiyonluk kazandıran Ahmet Suat Özyazıcı'dır.
-
Dünyaca ünlü eski kaleci Pfaff, bir dönem Trabzonspor'da da görev yaptı -
Trabzonspor'a gelen en iyi yabancı oyuncu olarak kabul edilen, Şota Arveladze -
Yattara, Trabzonspor'un en önemli ve en renkli futbolcularından birisidir -
2004-2005 sezonu gol kralı Fatih Tekke -
Trabzonspor'un, 2008-2009'daki yeniden yapılanma çerçevesinde transfer ettiği, Kamerun Milli Takımı'nın dünyaca ünlü futbolcusu Rigobert Song -
Şenol Güneş, hem fubolcu hem de teknik direkör olarak Trabzonspor'da ve Türk Milli takımında önemli başarılar yaşadı. -
Trabzonspor ateşli taraftarlarıyla tanınıyor -
1965'deki Türkiye kupası maçında İdmanocağı'nın, İstanbul'da Beşiktaş'ı 1-0 yenerek elemesi, o dönem Trabzon futbolunun geldiği noktayı gösterir -
Trabzon'un ilk kulübü ve Trabzonspor'un kurucu kulübü İdmanocağı, 1914'de kuruldu
TESİSLER
Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri
Trabzonspor Kulübü Mehmet Ali YILMAZ Tesisleri'nin temeli 1983 yılı Mayıs ayında atılarak 1985 yılının Temmuz ayında çok kısa bir sürede tamamlanıp hizmete girmiştir. Mehmet Ali YILMAZ Tesisleri 100.400 m2 alan üzerinde kurulmuştur. Trabzonspor'un idari ve teknik tüm birimlerinin bulunduğu Mehmet Ali YILMAZ Tesisleri'nde 2004 yılının Mayıs ayında yeni bir idari bina ve yeni bir çim saha hizmete açılmıştır. Trabzonspor Mehmet Ali YILMAZ Tesisleri'nde yaklaşık 60 idari, 22 teknik personel görev yapmaktadır.
Sadri Şener Sosyal Tesisleri
Trabzonspor Sadri Şener Sosyal tesisleri, 1994 yılında Sadri ŞENER Bey'in kulüp başkanlığı zamanında Özel İdare Müdürlüğü'nden kiralanmıştır. Dönemin yönetimi bu binanın giriş katını Cafe-Bar, 1. katını Restaurant ve 2. katını başkanlık ve yönetim kurulu toplantı yeri olarak planlamışlardır.
Daha sonra Faruk Özak Başkanlığı'nda binanın dekorasyonu yapılmış ve bina kulüp idari bölümleriyle yönetim kuruluna tahsis edilmiştir.
1998 yılında M. Ali Yılmaz yönetiminde giriş katı Cafe-Bar, 1.kat Halkla İlişkiler Bürosu, 2. katta lokal olarak kullanılmış. Daha sonra giriş katı Ts Club Mağazası, 1. katı Trabzonspor Müzesi ve 2. katı Divan Kurulu ve Yönetim Kurulu toplantı salonu olarak planlanmıştır.
Yeni düzenlenen Sadri Şener Sosyal Tesisleri'nin giriş katında yerini alan TS Club mağazamızda takımımızın resmi ürünlerinin satışının yanısıra üyelik işlemlerinin de yapılmaktadır.
Kartal Tesisleri
Trabzonspor'umuzun İstanbul'da Kartal'daki Sosyal Tesisleri'nde Kulübümüzün İstanbul'da yaşayan taraftarları için bir irtibat bürosu görevinin yanı sıra işletmesi özel bir firmaya verilmiş olan Adaların Görkemli Manzarasına sahip, profesyonel ses ve ışık sistemleri ile donanmış şirket toplantıları, düğün, nişan, sünnet düğünü gibi özel kutlamalar için 500 kişilik Karayemiş Balo Salonu, 150 kişilik Şimal Bar, Otantik dekorasyonu ile Yoroz Restoran, Her türlü teknik altyapısı hazırlanmış 144 kişilik.
Cevdet Sunay konferans salonu, Tenis kortu, halı sahası ve satış reyonu mevcuttur. Kartal'daki Sosyal Tesislerimizde Yaz Kampları düzenlenmekte ve bu kamplarda futbol, basketbol, yüzme gibi spor aktivitelerinin yanısıra müzik, resim, dans, tiyatro, paten gibi sosyal faaliyetler ile çocuklarımızın akademik kariyerli öğretmenler eşliğinde güvenli bir ortamda zevkli bir tatil geçirmeleri sağlanmaktadır. Ayrıca yetişkinler için Fitness center'imizde Aerobic ve Step kursları verilmektedir.
Arma
Trabzonspor; takımın kısaltması olan "TS" ibaresinin bordo zemin üzerine birleşik yazı karakteriyle mavi olarak yazılmasıyla oluşan takım logosunu kullanmaktadır. T ve S karakterlerinin birleştiği noktada takımın kuruluş yılı olan 1967 ibaresi vardır. Ayrıca TS ibaresinin üzerinde spor dallarını temsilen bir top figürü, oval dikdörtgen şeklinde olan ana gövdenin üst tarafında ise takımın 6 şampiyonluğunu belirten sarı renkte bir yıldız bulunmaktadır. Arma, 16 Mayıs 2003'te kulüp adına tescil edilmiştir.Futbol branşı
Tarihçe
İlk yılları
1967'de Trabzonspor'un çatısı altında oluşturulan Trabzonspor Futbol Takımı, 1967-68 sezonunda İkinci Lig Beyaz Grup'ta mücadele etmeye başladı. Trabzonspor, profesyonel liglere katıldığı bu ilk yılı, -20 takımlı bu ligde- Boluspor'un ardından altıncı sırada bitirdi. Daha sonraki iki yıl ligi dördüncü tamamladı ve bir sonraki sene ligde 8. oldu. 1971-72 sezonunda, Kırmızı Grup'ta mücadele eden Trabzonspor, liderden iki puan geride kalıp Türkiye 1. Futbol Ligi'ne çıkamadı.Bir sene sonra yeniden aynı kaderi yaşan Trabzonspor, bu kez lider Kayserispor'la aynı puana sahip olmasına rağmen; averajla ligi ikinci bitirip Türkiye 1. Futbol Ligi'ne çıkma şansını bir kez daha yitirdi. 1973-74 sezonuna gelindiğinde Kırmızı Grubu en yakın rakibi Sakaryaspor'a altı puan fark atarak birinci bitiren Trabzonspor, diğer grubun birincisi Zonguldakspor'la oynadığı şampiyonluk maçını penaltılarda kaybetse de Türkiye 1. Futbol Ligi'ne yükseldi.Bu yıllarda Necmi Perekli, Şenol Güneş ve Cemil Usta gibi daha sonra şampiyon olan takımın oyuncuları da kadroda yer almaya başladı.
Şampiyonluklar dönemi
1975-76 sezonunda, Trabzon'da oynanan ve Trabzonspor'un 1-0 kazandığı Fenerbahçe maçından sonra liderliğe yükseldi ve sezon sonuna kadar liderliğini korudu. Ahmet Suat Özyazıcı önderliğindeki takım 43 puan toplayarak, Fenerbahçe'nin 3 puan önünde şampiyonluğa uzanırken, Türkiye 1. Futbol Ligi şampiyonluğu yaşayan ilk Anadolu takımı oldu.
Trabzonspor ilk şampiyon olduğu 1975-76 sezonundan 1983-84 sezona kadar olan süreç içersinde; altı kez lig şampiyonluğu yaşadı. Sözü geçen süreçte 1977-78 ve 1981-82sezonlarında 1, 1982-83 sezonunda 2 puan farkla şampiyonluğu kaçıran Trabzonspor; son şampiyonluğunu Fenerbahçe'nin beş puan önünde bitirdiği 1984-85 sezonunda kazandı. 1976-77 sezonunda attığı 18 golle gol kralı olan Necmi Perekli, Trabzonspor'un Türkiye 1. Futbol Ligi'ndeki ilk gol kralı oldu. Zamanın kalecisi Şenol Güneş ise 17 Eylül 1978 ile 18 Şubat 1979 arasında oynanan lig maçlarında kalesinde gol görmeyerek (1110 dakika), Türk liglerinin en uzun süre gol yemeyen kalecisi, dünyanın en uzun süre gol yemeyen 15. kalecisi oldu.Ayrıca Trabzonspor bu dönemde, 3 Türkiye Kupası, 6 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 3 Başbakanlık Kupası ve bir Kıbrıs Barış Kupası'nı kazandı.Elde edilen iki şampiyonluk Özkan Sümer yönetimindediğer dört şampiyonluksa günümüzde Trabzonspor Futbol Danışmanlığı görevini yürüten Ahmet Suat Özyazıcı'nın teknik direktörlüğü döneminde geldi.
1984-1996 arası
Trabzonspor, 1984'ten 1994-95 sezonuna kadar; sezonları üçüncülük, yedincilik ve bu aradaki derecelerle tamamladı. Yeni kadro yapılanmasına giden Trabzonspor, teknik direktör Georges Leekens döneminde (1992-93 sezonu) sezonun ilk on haftasında liderin on puan gerisine düştü; altı hafta hiç maç kazanamadı ve Trabzonspor tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşadı. Ancak, bu dönemde takıma kazandırılan Ünal Karaman (Milli Takım'da kaptanlığa kadar yükseldi.) ve Tolunay Kafkas gibi oyuncular; 1994-95 ile 1995-96 sezonlarında ligi ikinci bitiren ve yeniden şampiyonluk yarışına dahil olan Trabzonspor'un kadrosunda, ilk on birin değişmez isimleri arasında yer aldı. Bu dönemde; Trabzonspor'un en büyük başarıları olarak: 1992 ve 1995'te kazanılan Türkiye Kupası, 1995'te kazanılan Cumhurbaşkanlığı Kupası ve 1985 ile 1994 yıllarında kazanılan Başbakanlık Kupası oldu.1995-1996 sezonu ve sonraki yıllara etkileri
1993-94 sezonunun bitişiyle birlikte takımın başına İstanbulspor'u çalıştıran Şenol Güneş geldi. 218 golle Trabzonspor formasıyla en fazla gol atan oyuncu olan Hami Mandıralı ve Ogün Temizkanoğlu gibi oyuncuların yanına, Şota Arveladze ve Arçil Arveladze gibi oyuncular kadroya eklendi. Şota, takıma katıldığı ilk yıl önemli sayıda gol attı.[70] 1994-95 sezonunda şampiyonluğu Beşiktaş'a kaptıran; ancak hem Türkiye Kupası'nı hem de Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı kazanan Trabzonspor, Şota'nın gol kralı olduğu 1995-96 sezonunda 5 Mayıs 1996'da Avni Aker Stadı'nda 1-0 öne geçtiği maçta; Aykut Kocaman ve Oğuz Çetin'in golleriyle Fenerbahçe'ye 2-1 yenilerek, şampiyonluğu ligin bitimine iki hafta kala kaçırdı.. Takımın uzun bir aradan sonra bu kadar yaklaştığı şampiyonluğu kaçırmasının etkileri, 2008'de CNN Türk tarafından belgeselleştirildi. Aynı sezon takım Başbakanlık Kupası'nı kazansa da,kaçırılan şampiyonluğun etkileri bir sonraki sezon da devam etti. 2000'li yılların başına gelindiğinde, takımda büyük bir değişime gidildi. Abdullah Ercan, Ogün Temizkanoğlu ve Tolunay Kafkas gibi oyuncular takımdan gönderilerek, Rune Lange, Kevin Campbell ve Jean-Jacques Missé-Missé gibi yüksek bonservis ücretli oyuncularla sözleşme imzalandı. Ancak transfere harcanan paraya rağmen alınan oyunucular Trabzonspor'da başarılı olamadı.2000'li yıllar
2008'de Sadri Şener'in başkan seçilmesiyle birlikte takımdaki oyuncuların büyük bir kısmıyla yollar ayrıldı. Teknik direktörlüğe Ersun Yanal getirilip, 25 transfer yapıldı. Yapılan bu transferlerle, Trabzonspor 2008-09 sezonunda şampiyonluk yarışını son haftaya kadar sürdürdü ve lig üçüncüsü oldu.Bir sonraki sene göreve Hugo Broos'u getiren Trabzonspor yönetimi, takım başarısız sonuçlar alınca; Broos'un görevine son verdi ve yerine Şenol Güneş'le anlaşıldı. Güneş'in gelmesiyle birlikte takım başarılı sonuçlar aldı. 2009-10 sezonunda Trabzonspor; hem Türkiye Kupası'nı hem de TFF Süper Kupa'yı kazandı. Güncel olarak ana forma sponsoru olarak Türk Telekom'la, forma üreticisi olaraksa Nike ile anlaşan Trabzonspor, 2010-2011 sezonunda ilk yarıyı lider kapatmayı başarmasına rağmen, lig sonunda Fenerbahçe'nin averaj ile arkasında kalarak ligi ikinci tamamladı.Ancak sezon bittikten sonra başlatılan şike davası sonucu sezonu 1. tamamlayan Fenerbahçe'nin yerine Şampiyonlar Ligi grup müsabakalarına tarihinde ilk kez katılma hakkı elde etti.
Başarıları
- Süper Lig
- Şampiyonluk (6): 1975-76, 1976-77, 1978-79, 1979-80, 1980-81, 1983-84
- Türkiye Kupası
- Şampiyonluk (8): 1976-77, 1977-78, 1983-84, 1991-92, 1994-95, 2002-03, 2003-04, 2009-10
- Cumhurbaşkanlığı Kupası
- Şampiyonluk (7): 1975-76, 1976-77, 1977-78, 1978-79, 1979-80, 1982-83, 1994-95
- Başbakanlık Kupası
- Şampiyonluk (5): 1975-76, 1977-78, 1984-85, 1993-94, 1995-96
- TFF Süper Kupa
- Şampiyonluk (1): 2010
- Kıbrıs Barış Kupası
- Şampiyonluk (1): 1974-75
Trabzonspor Avrupa'daki en farklı galibiyetini 2007 yılında 6-0 ile KS Vllaznia karşısında alırken, en farklı mağlubiyetini 1990-91 sezonunda 7-2'lik sonuçla FC Barcelona karşısında aldı.
Güncel kadro
Kiralık gönderilenler
|
|
Avrupa Kupaları
Sezon | Turnuva | Tur | Kulüp | 1. Maç | 2. Maç | İkili sonuç | Goller (1. Maç) | Goller (2. Maç) | ||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1976–77 | Şampiyon Kulüpler Kupası | 1T | 3-1 | 3–2 | 6–3 | Necmi 35' - Ali Kemal (2) 85', 87' | Hüseyin (2) 8', 49' - Engin 70' | |||
2T | 1-0 | 0–3 | 1–3 | Cemil (pen.) 62' | ||||||
1977–78 | Şampiyon Kulüpler Kupası | 1T | 1-0 | 0-2 | 0–2 | Necdet 75' | ||||
1979–80 | Şampiyon Kulüpler Kupası | 1T | 0-1 | 0-1 | 0–2 | |||||
1980–81 | Şampiyon Kulüpler Kupası | 1T | 2-1 | 0-3 | 2–4 | Sinan 36' - Tuncay 54' | ||||
1981–82 | Şampiyon Kulüpler Kupası | 1T | 0-1 | 1-1 | 1–2 | Metin 36' | ||||
1982–83 | UEFA Kupası | 1T | 0-3 | 0-3 | 0–6 | |||||
1983–84 | UEFA Kupası | 1T | 1-0 | 0-2 | 1–2 | Tuncay 88' | ||||
1984–85 | Şampiyon Kulüpler Kupası | 1T | 1-0 | 0-3 | 1–3 | Lemi 7' | ||||
1990–91 | Kupa Galipleri Kupası | ET | 1-1 | 2–0 | 3–1 | Đukić 2' | Đukić 48' - Hamdi 63' | |||
1T | 1-0 | 2–7 | 3–7 | Hamdi 67' | Hami 7' - Soner 68' | |||||
1991–92 | UEFA Kupası | 1T | 3-2 | 1–1 | 4–3 | Cyzio 26' - Hami 37' - Ünal 56' | Hamdi 67' | |||
2T | 4-3 | 4–1 | 8–4 | Şeyhmuz 51' - Hami (2) 53', 77' - Orhan 90' | Hami (2) 19', 81' - Hamdi 27' - Orhan 44' | |||||
3T | 0-1 | 1–1 | 1–2 | Hami 57' | ||||||
1992–93 | Kupa Galipleri Kupası | 1T | 2-0 | 2–2 | 4–2 | Hami (2) 51', 65' | Hamdi 14' - Orhan 60' | |||
2T | 0-2 | 0–0 | 0–2 | |||||||
1993-94 | UEFA Kupası | 1T | 3-1 | 3–1 | 6–2 | Ogün (2) 28', 39' - Hami 29' | Hami 11' - Ogün 44' - Ünal 66' | |||
2T | 1-1 | 0–0 | 1–1 | Orhan 26' | ||||||
1994-95 | UEFA Kupası | 1T | 2-1 | 3–3 | 5–4 | O. Kaynak 7' - Soner 19' | Orhan 21' - O. Kaynak 23' - Soner 78' | |||
2T | 1-0 | 1–2 | 2–2 | O. Kaynak 76' | O. Kaynak 89' | |||||
3T | 1-2 | 1–2 | 2–4 | Ünal 67' | Soner 73' | |||||
1995–96 | Kupa Galipleri Kupası | 1T | 2-2 | 1–0 | 3–2 | Şota 25' - Abdullah 53' | Hami 37' | |||
2T | 0-1 | 0–3 | 0–4 | |||||||
1996-97 | UEFA Kupası | 2E | 1-2 | 4–1 | 5–3 | Şota 4' | Hami 1' - Şota 11' - Orhan 67' - Abdullah 71' | |||
1T | 2-1 | 3–1 | 5–2 | Şota 3' - Ünal 74' | Ünal 36' - Hami 38' - Hasan 43' | |||||
2T | 0-1 | 3–3 | 3–4 | Şota 55' - Hami (2) 65', 70' | ||||||
1997-98 | UEFA Kupası | 2E | 1-0 | 1–1 | 2–1 | Hami (pen.) 78' | Hami 81' | |||
1T | 2-1 | 3–5 | 5–6 | Hami (pen.) 23' - Çetin 44' | Missé-Missé 30' - Ogün 73' - Osman 78' | |||||
1998–99 | UEFA Kupası | 2E | 1-5 | 1-2 | 2–7 | Vugrinec 66' | Hüseyin 68' | |||
1999 | UEFA İntertoto Kupası | 3T | 1-2 | 3–0 | 4–2 | Vugrinec 54' | Vugrinec 21' - Selahattin 88' - Hami 113' | |||
YF | 2-2 | 1–4 | 3–6 | Hami (2) 68', 73' | Hami 68' | |||||
2003–04 | UEFA Kupası | 1T | 0-0 | 2-3 | 2–3 | Gökdeniz 72' - F. Tekke 82' | ||||
2004-05 | UEFA Şampiyonlar Ligi | 2E | 1-1 | 3–0 | 4–1 | Mehmet 86' | Yattara 72' - Mehmet 82' - F. Tekke 84' | |||
3E | 2-1 | 0–2 | 2–3 | Gökdeniz 34' - Yattara 65' | ||||||
2004–05 | UEFA Kupası | 1T | 3-2 | 0-2 | 3–4 | González (k.k.) 20' - Mehmet 23' - Gökdeniz 69' | ||||
2005–06 | UEFA Şampiyonlar Ligi | 2E | 1-3 | 1-0 | 2–3 | F. Tekke 76' | F. Tekke 40' | |||
2006-07 | UEFA Kupası | 2E | 1-1 | 1–0 | 2–1 | Yattara 90' | Ömer 87' | |||
1T | 2-2 | 0–0 | 2–2 | Gökdeniz 55' - Umut 89' | ||||||
2007 | UEFA İntertoto Kupası | 2E | 6-0 | 4–0 | 10–0 | Ersen (2) 12', 58' - Ceyhun E. 32' - Çağdaş 39' - Serkan 51' - Ömer 89' | Umut (2) 47', 89' - Yattara 50' - Yusuf 52' | |||
3E | 1-2 | 1–2 | 2–4 | Ersen 83' | ||||||
2009-10 | UEFA Avrupa Ligi | PO | 1-3 | 1–0 | 2-3 | Song 16' | Ceyhun 55' | |||
2010-11 | UEFA Avrupa Ligi | PO | 0-1 | 1-2 | 1-3 | Gutiérrez 4' | ||||
2011-12 | UEFA Şampiyonlar Ligi | 3E | 0-2 | 1–1 | 1-3 | Paulo Henrique 31' | ||||
2011-12 | UEFA Avrupa Ligi | PO | 0–0 | [not 2] | 0-0 | |||||
2011-12 | UEFA Şampiyonlar Ligi | Grup | 1-0 | 1-1 | Čelůstka 76' | Halil 23' | ||||
Grup | 1-1 | 0–0 | Colman (pen.) 75' | |||||||
Grup | 0-3 | 0–0 | ||||||||
2011-12 | UEFA Avrupa Ligi | Son 32 | 1-2 | 1-4 | 2-6 | Olcan 32' | Burak 43' | |||
2012-13 | UEFA Avrupa Ligi | PO | 0–0 | 0–0 | 0-0 | |||||
2013-14 | UEFA Avrupa Ligi | 2E | 4-2 | 3-0 | 7-2 | Adrian 10' - Paulo Henrique 15' - Molloy(k.k.) 39' - Giray 52 | Paulo Henrique 56' - Paulo Henrique 82' - Abdulkadir 90+1' | |||
3E | 1-0 | 0–0 | 1-0 | Paulo Henrique 41' | ||||||
PO | 2-0 | 3-1 | 5-1 | Adrian(pen) 31' - Paulo Henrique 68' | Paulo Henrique (2) 15', 65' - Malouda 55' | |||||
Grup | 2-1 | 4-2 | 6-3 | Malouda 19' - Yusuf 86' | Olcan (3) 23, 61, 83 - Soner 25 | |||||
Grup | 3-3 | 0-0 | 3-3 | Yusuf 12' - Adrian 22' - Paulo Henrique 34' | ||||||
Grup | 2-0 | 2-0 | 4-0 | Janko 7' - Olcan 82' | Dossa Júnior (k.k.) 71' - Olcan 79' |
Turnuvalara göre karşılaşmalar
Turnuva | Katılım | Maç | Galibiyet | Beraberlik | Mağlubiyet | Atılan Gol | Yenilen Gol |
---|---|---|---|---|---|---|---|
UEFA Şampiyonlar Ligi | 9 | 28 | 10 | 7 | 11 | 24 | 34 |
Kupa Galipleri Kupası | 3 | 12 | 4 | 4 | 4 | 13 | 18 |
UEFA İntertoto Kupası | 2 | 8 | 3 | 1 | 4 | 19 | 12 |
Toplam | 29 | 110 | 43 | 29 | 38 | 150 | 148 |
Golcüler
Gol sayısı | İsim |
---|---|
23 gol | |
9 gol | |
6 gol | |
5 gol | |
4 gol | |
3 gol | |
2 gol | |
1 gol |
Ülkelere Göre Maç Sayıları
Ülke | Maç | Galibiyet | Beraberlik | Mağlubiyet | Atılan Gol | Yenen Gol | |
---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | 13 | 2 | 5 | 6 | 10 | 22 | |
2 | 12 | 3 | 5 | 4 | 13 | 13 | |
3 | 8 | 1 | 2 | 5 | 11 | 22 | |
4 | 6 | 4 | 1 | 1 | 10 | 7 | |
5 | 6 | 2 | - | 4 | 4 | 8 | |
6 | 6 | 3 | 2 | 1 | 11 | 8 | |
7 | 6 | 3 | - | 3 | 8 | 11 | |
8 | 6 | 2 | 1 | 3 | 4 | 8 | |
9 | 4 | 4 | - | - | 15 | 1 | |
10 | 4 | 1 | 1 | 2 | 4 | 5 | |
11 | 4 | 1 | 1 | 2 | 2 | 4 | |
12 | 4 | 3 | 1 | - | 10 | 3 | |
13 | 4 | 1 | 1 | 2 | 7 | 8 | |
14 | 2 | 1 | 1 | - | 1 | - | |
15 | 2 | 1 | 1 | - | 4 | 2 | |
16 | 2 | - | 2 | - | - | - | |
17 | 2 | 2 | - | - | 6 | 3 | |
18 | 2 | 1 | 1 | - | 4 | 1 | |
19 | 2 | 1 | 1 | - | 3 | 2 | |
20 | 2 | 2 | - | - | 6 | 2 | |
21 | 2 | - | - | 2 | 2 | 6 | |
22 | 2 | 2 | - | - | 5 | 2 | |
23 | 2 | - | 1 | 1 | 1 | 3 | |
24 | 2 | - | 1 | 1 | - | 3 | |
25 | 2 | 1 | 1 | - | 2 | 1 | |
26 | 2 | 1 | - | 1 | 5 | 3 |
En Çok Maç Yapılan Takımlar
Takım | Ülke | Oyun | Galibiyet | Beraberlik | Mağlubiyet | Atılan Gol | Yenen Gol | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | 4 | 1 | 1 | 2 | 2 | 4 | ||
2 | 4 | 1 | 1 | 2 | 3 | 5 | ||
3 | 4 | 2 | 1 | 1 | 3 | 3 | ||
4 | 4 | 1 | - | 3 | 2 | 6 | ||
5 | 4 | - | 2 | 2 | 5 | 7 | ||
6 | 3 | 1 | 1 | 1 | 3 | 4 |
Notlar
- ^ Uzatma dakikalarında karşılaşma 3-1 Trabzonspor'un üstünlüğüyle devam ederken, çıkan olaylar nedeniyle müsabaka, UEFA tarafından 3-0 Trabzonspor lehine tescil edildi.
- ^ Fenerbahçe'nin Türkiye Futbol Federasyonu tarafından Şampiyonlar Ligi'nden men edilip, Trabzonspor'un UEFA kararıyla Şampiyonlar Ligi gruplarına dahil edilmesinden sonra bu maç iptal edildi.
- ^ Şampiyon Kulüpler Kupası dahil
- ^ UEFA Kupası dahil
Dipnotlar
- ^ "Türkiye 1. Ligi 1975-1976". Erişim tarihi: 2010-12-16.
- ^ "76-77 European Champions' Cup" (İngilizce). Erişim tarihi: 2010-12-17.
- ^ "Trabzonspor-Liverpool 34 yıl sonra yeniden". Mynet. Erişim tarihi: 2010-12-17.
- ^ "Turkish Clubs in UEFA Cups - 80's" (İngilizce). Erişim tarihi: 2010-12-17.
- ^ a b "Turkish Clubs in UEFA Cups - 90's" (İngilizce). Erişim tarihi: 2010-12-17.
- ^ "Trabzonspor tarih yazdı". Sporx.com. 2007-07-09. Erişim tarihi: 2009-08-11.
Başkanlar · Lig Tarihi · Avrupa tarihi · Kupalar | |
Futbol |
Trabzonspor Futbol Takımı · Trabzonspor Bayan · A2 Takımı · Futbolcular · Teknik direktörler · 1461 Trabzon ·Yabancı Futbolcular
|
Basketbol |
Erkek Takım · Basketbolcular
|
Hentbol |
Erkek Takım · Hentbolcular
|
Diğer Şubeler |
Judo · Atıcılık · Yüzme
|
Tesisler ve Müzeler |
Hüseyin Avni Aker · Yeni Trabzonspor Stadyumu · Yavuz Selim · Trabzon 19 Mayıs Spor Salonu · Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri · Sadri Şener Sosyal Tesisleri · Kartal Tesisleri · Şamil Ekinci Müzesi
|
Medya ve iletişim |
Trabzonspor TV · Trabzonspor Dergisi · Trabzonspor Club · TrabzonCell
|
Rekabetler |
Samsunspor rekabeti · Galatasaray-Trabzonspor rekabeti
|
Trabzonspor ne zaman kuruldu?
9 Haziran 2001 / MÜKREMIN ALBAYRAK
Türk futboluna damga vuran üç büyük takıma baktığımızda dokuz şampiyonluğu bulunan Beşiktaş'ın 1903 yılında, on dört şampiyonluğu bulunan Galatasaray'ın 1905 yılında ve yine on dört şampiyonluğu bulunan Fenerbahçe'nin de 1907 yılında kurulduğunu görüyoruz.
Altı şampiyonluğu bulunan ve Anadolu futbolunun lokomotifi olan Trabzonspor'un kuruluş tarihi ise İstanbul takımlarına nazaran oldukça yeni. Logodaki 1967 yılını görenler ister istemez futbolun Trabzon'daki mazisinin oldukça yeni olduğunu düşünüyorlar. Oysa, durum hiç de öyle değil. İzmir ve İstanbul'da olduğu gibi Trabzon'da da futbolun mazisi bir asrı buluyor. İşte, tartışma da bu noktada başlıyor. Divan Başkanı Rıfat Dedeoğlu'nun Genel Kurul'a getirmeyi düşündüğü kuruluş tarihinin değiştirilmesiyle ilgili öneriye geçmeden önce futbolun Trabzon'daki mazisine kısaca bir değinelim.
Trabzon'daki rekabet İstanbul'da bile yoktu
Trabzon'da futbolun tarihini incelediğimizde, bu kentin futbol mazisinin en az İzmir ve İstanbul kadar eski olduğunu görüyoruz. İzmir ve İstanbul'da olduğu gibi Trabzon'da da futbolu ilk kez ecnebiler, yani Rumlar oynamaya başlıyor. Çok kısa bir süre sonra Rumlarla futbol oynamaya başlayan Trabzonlular, ilk kulübü, yani İdmanocağı'nı 1921 yılında kuruyorlar. Başkan Mehmet Rıza Kuğu, öğrenimini İstanbul'da Galatasaray Lisesi'nde yaptığı için İdmanocağı'nın renkleri sarıkırmızı oluyor. Daha sonra yeşil beyazlı İdmangücü (1923) ve sarı lacivertli Necmiati (1923) kulüpleri açılıyor. Bunlara Trabzon Lisesi de eklenince Kavakmeydanı'nda lig usulü futbol maçları oynanmaya başlıyor. Halkın da yoğun ilgi gösterdiği bu maçlarda rekabet öylesine kızışıyor ki, bu durum hiç şüphesiz Trabzon futboluna yarıyor. Karadeniz insanının inatçı yapısı nedeniyle en üst düzeyde gerçekleşen bu rekabetler, İzmir ve İstanbul'daki çekişmeleri bile geride bırakıyor. Sonuçta rekabet kaliteyi, kalite de başarıyı getiriyor. Özellikle İdmanocağı ve İdmangücü kulüpleri, Trabzon'u temsilen katıldıkları Türkiye Amatör Futbol Birinciliği'nde defalarca şampiyon oluyorlar.
Ben kuracağım, sen kurmayacaksın...
Trabzon'un Galatasaray'ı ve Fenerbahçe'si olarak nitelendirilen İdmanocağı ve İdmangücü kulüpleri arasındaki rekabet, Trabzonspor'un kuruluşu sırasında da kendini gösteriyor. Bir araya gelmeyi kesinlikle kabul etmeyen her iki kulüp de Trabzonspor'u kendi kurmak istiyor. 2. Lig kurulalı üç yıl olmasına ve Anadolu'nun diğer kentleri bu ligde mücadele etmeye çoktan başlamalarına rağmen Karadeniz inadı Trabzonspor'un kuruluşunu sürekli geciktiriyor. Takvimler 21 Haziran 1966'yı gösterdiğinde İdmanocağı, Yıldızspor ve Martıspor'un birleşmesiyle sarıkırmızılı Trabzonspor kuruluyor. Ancak Ankara'ya gönderilmesi gereken bir belgenin zamanında ulaşmaması nedeniyle Trabzonspor'un 196667 sezonunda mücadele etmesi askıya alınıyor. Bu gelişmeden iki ay sonra, yani 22 Ağustos 1966'da bu sefer İdmangücü devreye giriyor. Martıspor ve Yolspor ile birleşen İdmangücü, kırmızı beyaz renklerle Trabzon Gençlik Kulübü'nü kuruyor. Trabzon'u 196667 sezonunda bu kulüp temsil ediyor.
Renk tartışmaları aylarca sürdü
Orta sıralarda bitirilen 196667 sezonu sona erdikten sonra, İdmangücü'nün önderliğinde kurulan Trabzon Gençlik Kulübü'nü kesinlikle kabul etmeyen İdmanocağı, yürütmenin durdurulması için Danıştay'a dava açıyor. Danıştay, İdmanocağı'nın açtığı davayı haklı bulunca Trabzon için çetrefilli bir dönem daha başlıyor. Bu iki kulüp yine bir araya gelmiyor, kendi renkleriyle Trabzonspor'u kurmak istiyor. Dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak, iki kulüp birleşmedikten sonra Trabzonspor diye bir takımı kesinlikle kabul etmeyeceklerini söyleyince İdmanocağı ve İdmangücü yöneticileri başka çarenin olmadığını anlayarak birleşmeyi kabul ediyorlar. Fakat aradaki en büyük engel renkler oluyor. İdmanocağılılar sarıkırmızı, İdmangücülüler de yeşilbeyaz renklerde inat ediyorlar. Renk tartışmaları hem Trabzon'da, hem de Ankara'da Orhan Şeref Apak'ın makamında devam ediyor. En sonunda bu renklerden hiçbirinin olmaması ve her iki tarafın da bir renk tercih etmesi fikri ortaya atılıyor. İdmanocağı tarafı kırmızıya en yakın renk olarak bordoyu, İdmangücü tarafı da yeşile en yakın renk olarak açık maviyi tercih ediyor. Kendi renklerine bağlılık inadı bu seçimlerde de net bir şekilde kendini gösteriyor. Ve arzu edilen güçlü Trabzonspor, iki ezeli kulübün yanı sıra Karadenizgücü ve Martıspor'un da katılımıyla 2 Ağustos 1967 yılında kuruluyor. Böylece bordomavili Trabzonspor, dört yıl gecikmeyle 2. Lig'de mücadele etmeye başlıyor. 197374 sezonunda 1. Lig'e yükselen bordo mavili takım, İstanbul takımlarının ambargosuna son vererek tam altı kez şampiyon oluyor.
Dedeoğlu: Kuruluş tarihi 1921'dir
Gelelim, Trabzonspor'un kuruluş tarihiyle ilgili tartışmalara... Aksiyon'a özel açıklamalarda bulunan Trabzonspor Divan Başkanı Rıfat Dedeoğlu, bordo mavili kulübün kuruluş tarihinin 1921 olarak değiştirilmesini istiyor. Bu isteğini Genel Kurul'da gündeme getireceğini söyleyen Dedeoğlu, güçlü Trabzonspor'un kurulmasında önemli rol oynayan İdmanocağı'nın eski futbolcularından ve başkanlarından. 1968 ve 1969 yıllarında Trabzonspor'un başkanlığını da yapan Rıfat Dedeoğlu, şöyle diyor: 'Trabzonspor'un kuruluş tarihine baktığımızda sanki Trabzon'da futbolun varlığı daha yeniymiş gibi algılanıyor. Bence kuruluş tarihi değiştirilmeli, kuruluşta önemli bir vazife gören ve Trabzon'un en eski kulübü olan İdmanocağı'nın kuruluş tarihi dikkate alınmalı. Bence Trabzonspor'un kuruluş tarihi 1967 değil, 1921'dir. Çünkü, İdmanocağı, Türkiye Birinci Ligi'nde fırtına gibi esen ve altı kez şampiyon olan Trabzonspor'un güçlü altyapısını oluşturan en önemli kulüptür. Kuruluş tarihi 1921 olarak değiştirilirse Trabzonspor'un büyüklüğü daha da iyi anlaşılır'.
Karaağaçlı: Ya 1923 olur, ya da 1966
İdmanocağılı Rıfat Dedeoğlu'nun önerisine en sert tepkiyi İdmangücü'nün eski başkanlarından Refik Karaağaçlı gösteriyor. Hem 1966 yılında kurulan Trabzonspor'un, hem de 1967 yılında kurulan Trabzonspor'un sekreterliğini yapan Karaağaçlı, bu tip tartışmaların yararsız olacağını söylüyor. 'Geçmişte Trabzonspor'un kuruluşuyla ilgili birçok çekişmeler, rekabetler oldu. Ancak ben şimdi bu tip tartışmaların yeniden yapılmasının yararsız olacağını düşünüyorum. Trabzon'da İdmanocağı hakimiyeti hâlâ devam ediyor. Rıfat Dedeoğlu, İdmanocağılı olduğu için Trabzonspor'un tarihinin 1921 olarak değiştirilmesini istiyor. O zaman ben de bir İdmangücülü olarak derim ki Trabzonspor'un kuruluş tarihi ya 1923 olsun, ya da 1966. Kaldı ki 1921 yılında kurulan İdmanocağı ile 1923 yılında kurulan İdmangücü kulüpleri halen amatör kümede mücadele ediyorlar'.
Özak: Diğer illerin durumu da aynı
Futbola İdmanocağı'nda başlayan ve Trabzonspor'a hem oyuncu olarak, hem de başkan olarak hizmet eden Faruk Özak da aşağı yukarı Refik Karaağaçlı gibi düşünüyor. Trabzonspor'un kuruluş tarihinin değişmesi halinde diğer şehir takımlarının tarihlerinin de değişeceğini belirten Özak'ın düşünceleri ise şu şekilde: 'Mesela, Samsunspor'un kuruluş tarihi 1965 ama daha önce de Samsun'da futbol vardı. Zonguldak'ta da öyle, Eskişehir'de de öyle, Adana'da da öyle... Trabzonspor'un tarihi 1921 olarak değişirse, bu sefer diğer iller de değiştirmek isteyebilir. Bence Trabzonspor'un profesyonel olarak kuruluş tarihi 1967'dir ve öyle kalmalıdır. Gerçi 1966'da kırmızıbeyaz renklerle kurulan Trabzonspor var ama bence kuruluş tarihini bir yıl geriye almanın bir anlamı yok. Kuruluş tarihinin 1967 olması, futbolun Trabzon'daki mazisinin 1910'lu yıllara kadar dayandığı gerçeğini değiştirmez. Ama yine de bu konunun Genel Kurul'da tartışılmasında yarar var' (Başka Kaynakdan Trabzon Spor)
Trabzon'daki rekabet İstanbul'da bile yoktu
Trabzon'da futbolun tarihini incelediğimizde, bu kentin futbol mazisinin en az İzmir ve İstanbul kadar eski olduğunu görüyoruz. İzmir ve İstanbul'da olduğu gibi Trabzon'da da futbolu ilk kez ecnebiler, yani Rumlar oynamaya başlıyor. Çok kısa bir süre sonra Rumlarla futbol oynamaya başlayan Trabzonlular, ilk kulübü, yani İdmanocağı'nı 1921 yılında kuruyorlar. Başkan Mehmet Rıza Kuğu, öğrenimini İstanbul'da Galatasaray Lisesi'nde yaptığı için İdmanocağı'nın renkleri sarıkırmızı oluyor. Daha sonra yeşil beyazlı İdmangücü (1923) ve sarı lacivertli Necmiati (1923) kulüpleri açılıyor. Bunlara Trabzon Lisesi de eklenince Kavakmeydanı'nda lig usulü futbol maçları oynanmaya başlıyor. Halkın da yoğun ilgi gösterdiği bu maçlarda rekabet öylesine kızışıyor ki, bu durum hiç şüphesiz Trabzon futboluna yarıyor. Karadeniz insanının inatçı yapısı nedeniyle en üst düzeyde gerçekleşen bu rekabetler, İzmir ve İstanbul'daki çekişmeleri bile geride bırakıyor. Sonuçta rekabet kaliteyi, kalite de başarıyı getiriyor. Özellikle İdmanocağı ve İdmangücü kulüpleri, Trabzon'u temsilen katıldıkları Türkiye Amatör Futbol Birinciliği'nde defalarca şampiyon oluyorlar.
Ben kuracağım, sen kurmayacaksın...
Trabzon'un Galatasaray'ı ve Fenerbahçe'si olarak nitelendirilen İdmanocağı ve İdmangücü kulüpleri arasındaki rekabet, Trabzonspor'un kuruluşu sırasında da kendini gösteriyor. Bir araya gelmeyi kesinlikle kabul etmeyen her iki kulüp de Trabzonspor'u kendi kurmak istiyor. 2. Lig kurulalı üç yıl olmasına ve Anadolu'nun diğer kentleri bu ligde mücadele etmeye çoktan başlamalarına rağmen Karadeniz inadı Trabzonspor'un kuruluşunu sürekli geciktiriyor. Takvimler 21 Haziran 1966'yı gösterdiğinde İdmanocağı, Yıldızspor ve Martıspor'un birleşmesiyle sarıkırmızılı Trabzonspor kuruluyor. Ancak Ankara'ya gönderilmesi gereken bir belgenin zamanında ulaşmaması nedeniyle Trabzonspor'un 196667 sezonunda mücadele etmesi askıya alınıyor. Bu gelişmeden iki ay sonra, yani 22 Ağustos 1966'da bu sefer İdmangücü devreye giriyor. Martıspor ve Yolspor ile birleşen İdmangücü, kırmızı beyaz renklerle Trabzon Gençlik Kulübü'nü kuruyor. Trabzon'u 196667 sezonunda bu kulüp temsil ediyor.
Renk tartışmaları aylarca sürdü
Orta sıralarda bitirilen 196667 sezonu sona erdikten sonra, İdmangücü'nün önderliğinde kurulan Trabzon Gençlik Kulübü'nü kesinlikle kabul etmeyen İdmanocağı, yürütmenin durdurulması için Danıştay'a dava açıyor. Danıştay, İdmanocağı'nın açtığı davayı haklı bulunca Trabzon için çetrefilli bir dönem daha başlıyor. Bu iki kulüp yine bir araya gelmiyor, kendi renkleriyle Trabzonspor'u kurmak istiyor. Dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak, iki kulüp birleşmedikten sonra Trabzonspor diye bir takımı kesinlikle kabul etmeyeceklerini söyleyince İdmanocağı ve İdmangücü yöneticileri başka çarenin olmadığını anlayarak birleşmeyi kabul ediyorlar. Fakat aradaki en büyük engel renkler oluyor. İdmanocağılılar sarıkırmızı, İdmangücülüler de yeşilbeyaz renklerde inat ediyorlar. Renk tartışmaları hem Trabzon'da, hem de Ankara'da Orhan Şeref Apak'ın makamında devam ediyor. En sonunda bu renklerden hiçbirinin olmaması ve her iki tarafın da bir renk tercih etmesi fikri ortaya atılıyor. İdmanocağı tarafı kırmızıya en yakın renk olarak bordoyu, İdmangücü tarafı da yeşile en yakın renk olarak açık maviyi tercih ediyor. Kendi renklerine bağlılık inadı bu seçimlerde de net bir şekilde kendini gösteriyor. Ve arzu edilen güçlü Trabzonspor, iki ezeli kulübün yanı sıra Karadenizgücü ve Martıspor'un da katılımıyla 2 Ağustos 1967 yılında kuruluyor. Böylece bordomavili Trabzonspor, dört yıl gecikmeyle 2. Lig'de mücadele etmeye başlıyor. 197374 sezonunda 1. Lig'e yükselen bordo mavili takım, İstanbul takımlarının ambargosuna son vererek tam altı kez şampiyon oluyor.
Dedeoğlu: Kuruluş tarihi 1921'dir
Gelelim, Trabzonspor'un kuruluş tarihiyle ilgili tartışmalara... Aksiyon'a özel açıklamalarda bulunan Trabzonspor Divan Başkanı Rıfat Dedeoğlu, bordo mavili kulübün kuruluş tarihinin 1921 olarak değiştirilmesini istiyor. Bu isteğini Genel Kurul'da gündeme getireceğini söyleyen Dedeoğlu, güçlü Trabzonspor'un kurulmasında önemli rol oynayan İdmanocağı'nın eski futbolcularından ve başkanlarından. 1968 ve 1969 yıllarında Trabzonspor'un başkanlığını da yapan Rıfat Dedeoğlu, şöyle diyor: 'Trabzonspor'un kuruluş tarihine baktığımızda sanki Trabzon'da futbolun varlığı daha yeniymiş gibi algılanıyor. Bence kuruluş tarihi değiştirilmeli, kuruluşta önemli bir vazife gören ve Trabzon'un en eski kulübü olan İdmanocağı'nın kuruluş tarihi dikkate alınmalı. Bence Trabzonspor'un kuruluş tarihi 1967 değil, 1921'dir. Çünkü, İdmanocağı, Türkiye Birinci Ligi'nde fırtına gibi esen ve altı kez şampiyon olan Trabzonspor'un güçlü altyapısını oluşturan en önemli kulüptür. Kuruluş tarihi 1921 olarak değiştirilirse Trabzonspor'un büyüklüğü daha da iyi anlaşılır'.
Karaağaçlı: Ya 1923 olur, ya da 1966
İdmanocağılı Rıfat Dedeoğlu'nun önerisine en sert tepkiyi İdmangücü'nün eski başkanlarından Refik Karaağaçlı gösteriyor. Hem 1966 yılında kurulan Trabzonspor'un, hem de 1967 yılında kurulan Trabzonspor'un sekreterliğini yapan Karaağaçlı, bu tip tartışmaların yararsız olacağını söylüyor. 'Geçmişte Trabzonspor'un kuruluşuyla ilgili birçok çekişmeler, rekabetler oldu. Ancak ben şimdi bu tip tartışmaların yeniden yapılmasının yararsız olacağını düşünüyorum. Trabzon'da İdmanocağı hakimiyeti hâlâ devam ediyor. Rıfat Dedeoğlu, İdmanocağılı olduğu için Trabzonspor'un tarihinin 1921 olarak değiştirilmesini istiyor. O zaman ben de bir İdmangücülü olarak derim ki Trabzonspor'un kuruluş tarihi ya 1923 olsun, ya da 1966. Kaldı ki 1921 yılında kurulan İdmanocağı ile 1923 yılında kurulan İdmangücü kulüpleri halen amatör kümede mücadele ediyorlar'.
Özak: Diğer illerin durumu da aynı
Futbola İdmanocağı'nda başlayan ve Trabzonspor'a hem oyuncu olarak, hem de başkan olarak hizmet eden Faruk Özak da aşağı yukarı Refik Karaağaçlı gibi düşünüyor. Trabzonspor'un kuruluş tarihinin değişmesi halinde diğer şehir takımlarının tarihlerinin de değişeceğini belirten Özak'ın düşünceleri ise şu şekilde: 'Mesela, Samsunspor'un kuruluş tarihi 1965 ama daha önce de Samsun'da futbol vardı. Zonguldak'ta da öyle, Eskişehir'de de öyle, Adana'da da öyle... Trabzonspor'un tarihi 1921 olarak değişirse, bu sefer diğer iller de değiştirmek isteyebilir. Bence Trabzonspor'un profesyonel olarak kuruluş tarihi 1967'dir ve öyle kalmalıdır. Gerçi 1966'da kırmızıbeyaz renklerle kurulan Trabzonspor var ama bence kuruluş tarihini bir yıl geriye almanın bir anlamı yok. Kuruluş tarihinin 1967 olması, futbolun Trabzon'daki mazisinin 1910'lu yıllara kadar dayandığı gerçeğini değiştirmez. Ama yine de bu konunun Genel Kurul'da tartışılmasında yarar var' (Başka Kaynakdan Trabzon Spor)
'TRABZON SPOR'UN TARİHİ BAŞARILARI'
DÜNYADA KEİ EVİNDE EN UZUN SÜRE YENİLMEYEN TEK TAKIM 90 MAÇ ÜST ÜSTE 1975-76 sezonunda 7.hafta altay maçı 1-2 1981-82 sezonunda 18.hafta zonguldak maçı 1-3 2-Ilk italyan takimini biz eledik avrupa kupalari'nda. Perugia.. 3-fenerin 7 sene 4 ay içerde disarda tam 22 maç biziyenememesi iki takim arasindaki bir rekordur. 4-ali samiyen'de gs'ye avrupa kupalari dahil hiç kimse 5 tane gol atmamisti... biz atana kadar tabi.. 5-Bizim Liverpoolu yendigimiz sene liverpool 2 kere yenilmis,biri bize biride ligde..(NOT senesi tum dunya avrupa kupasinda finalin adi ts-liverpool olacak diyormus ama erken eslesmisiz)Liverpool o sene katildigi tum kupalari almis 6-Trabzonspor'un sampiyonlugu tarihe geçti 1979-1980 sezonunda sampiyon olan Trabzonspor tarihe geçti? Bordo-mavili ekip, 1979-80 sezonunda 30 maçta kaydettigi 25 golle 0.833'lük gol ortalamasiyla "dünyanin en negatif sampiyonu" unvanini elde etti. Negatif sampiyonluk siralamasinda ikinci sirada bir Orta Afrika ülkesi olan Senegal'in Jeanne d'Arc takimi yer aliyor. 2000-01 sezonunu sampiyon tamamlayan Jeanne d'Arc, 26 maçta 22 gol atmis ve 0.846'lik ortalamayla Trabzonspor'u izledi. 1985 yilinda Brezilya sampiyonlugunu kazanan Coritiba'nin 29 maçlik bilançosunda 12 galibiyet, 7 beraberlik ve 10 yenilgi bulunuyor. 3. sirada bulunan Sambacilar, bu maçlara 25 gol sigdirirken, 0.862'lik ortalama tutturmus. 4. sirada bir Isveç takimi bulunuyor. 1998 yilinda sampiyonluk kazanan AIK'in 26 maçta attigi 25 gol, ortalamalara 0.962 olarak yansimis. 5. sirada 1983-84 sezonunda Katar Ligi'ni sampiyon olarak tamamlayan Al-Rayyan bulunuyor. Katar ekibi, 12 maça 7 galibiyet, 2 beraberlik ve 3 yenilgi sigdirirken, 15 gol atmis ve 1.25'lik ortalama tutturmus. 7-Türkiye Süper Lig tarihinin en yüksek bonservis bedeliyle yurt dışına futbolcu satan Türk takımı 8-Bütün şampiyonluklarını TÜRK t.direktörlerle alan tek TÜRK takımı. A.Suat Özyazıcı:4 Özkan Sümer:2 9 Şampiyonluklarının tamamında kadrosunun tamamı Türk olan tek takım SEZON 1975 - 1976 TRABZON SPORUN KADROSU :Mustafa, Şener, Kadir, Necati, Cemil, Bekir, Faruk, A. Yavuz, Ali Kemal, Hüseyin, Mehmet Cemil, Ahmet, Turgay SEMERCİOĞLU, Necmi, Serdar, Şenol GÜNEŞ, Tuncay, Güngör, Engin, İhsan, Hüsnü Özkara DERECE : Şampiyonluk ---------------------------------------------------------------------- SEZON : 1976 - 1977 TRABZON SPORUN KADROSU : Şenol, Turgay, Necati, Kadir, Cemil, Bekir, Ali Yavuz, Hüseyin, ali Kemal, Necmi, Ahmet, Güngör, Selahattin, Serdar, Mehmet, Cemil, Engin, Ünsal, Hüsnü, Eyüp, Tekin DERECE : Şampiyonluk ------------------------------------------------------------------------- SEZON : 1978-1979 TRABZON SPORUN KADROSU : Şenol GÜNEŞ, Turgay, Necati, Hüsnü ÖZKARA, Mustafa, Tuncay, Yaşar, Mehmet EKŞİ, Serdar BALİ, Necdet, Selahattin, Cengiz, Orhan, Ahmet Ceylan, Hüseyin, Güngör ŞAHİNKAYA, Levent, Faruk DERECE : Şampiyonluk ------------------------------------------------------------------------ SEZON : 1979 - 1980 TRABZONSPORUN KADROSU : Şenol GÜNEŞ, Turgay, Arif, Hüsnü, Mustafa GEDİK, Yaşar, Güngör, Selahattin, Tuncay, Levent, Galip, Serdar BALİ, İskender GÜNEN, İsmail, Cemil, Ahmet CEYLAN, Cengiz, Necati ÖZÇAĞLAYAN, Faruk DERECE : Şampiyonluk ------------------------------------------------------------------------- SEZON : 1980 - 1981 TRABZONSPORUN KADROSU : Şenol GÜNEŞ, Turgay, Necati, Hüsnü, İbrahim, Arif, Güngör, Şenol USTAÖMER, Sinan, Mustafa, İskender, Ahmet, Tuncay, Cemi, Ali, Osman DENİZCİ, Bahattin GÜNEŞ, Yşar, Selahattin, Levent, Faruk DERECE : Şampiyonluk ------------------------------------------------------------------------ SEZON : 1983 - 1984 TRABZONSPORUN KADROSU : Şenol GÜNEŞ, Turgay SEMERCİOĞLU, Necati, Bahattin GÜNEŞ, Şenol USTAÖMER, Lemi ÇELİK, Osman DENİZCİ, Hasan VEZİR, Hasan ŞENGÜN, Kemal SERDAR, K. Osman, Güngör, İsmail HAKKI, Sinan, İhsan, İsmail, Mustafa, Mehmet, Gökhan, Levent DERECE : Şampiyonluk 10-Türkiyede en uzun gol yemeyen kaleci şenol güneşindir. gol yememe rekoru 1129 dakikadır 11-9 sezonda 6 sampiyonluk 3 ikincilik aldığını bilmeyen yoktur 12-Süper lige çiktiktan 1 sene sonra sampiyon olan tek takim 13-En az gol yiyerek (6 gol) şampiyon olan tek takım 14-Avrupa maçlarında galibiyet sayısı mağlubiyet sayısından daha fazla olan tek takımız. Galibiyet sayımız : Bugün itibariyle 31 Mağlubiyet sayımız : 29 Attığımız gol : Bugün itibariyle 107 Yediğimiz gol : 115 13-Türk takımlarının Avrupa Mücadelelerinde elde ettiği EN FARKLI GALİBİYET 6-0 Trabzonspor-FK Vllaznia "Büyüklügümüzü Tartisanlara Örnekler" --Eskiden Trabzonspor maçlarini izlemekten sıkılırdiı çünkü hep rakip kaleciyi izlerdik.(TURGAY SEREN) --Eskiden Avni Aker'de korner kullanan takim kendini basarili sayardi.(RIDVAN DILMEN) --Futbolculuk dönemimde Avni Aker'e çikarken ayaklarim titrerdi. (Samet Aybaba) --"Liverpool Hatirasi" 1976-1977 Sezonu Sampiyon Kulüpler Kupasi Sampiyonu Liverpool o sezon Trabzonspor'la oynadigi ilk maçi 1-0 kaybetmis,ikinci maçta Trabzonspor'umuz yine iyi bir oyun ortaya koymus fakat tecrübesizligine yenilerek sahadan 3-0 maglup ayrilmisti Liverpool Teknik Direktörü Boby Paisley'in Ingiltere'deki maçtan sonra Ingiliz gazetecilerle basin toplantisi: "Gördünüz iste bu takima yenilmistik,Bugünde yenilebilirdik,Allah'tan tecrübesizdiler.Bu maçtan sonra kupayi alacagimiza inaniyorum.Sanmiyorum ki bir daha böyle bir takim karsimiza çiksin..." Evet gerçekten de öyle oluyor ve Liverpool o yil Sampiyon Kulüpler kupasini müzesine götürüyordu.Üstelik Trabzonspor'a 1-0 kaybettigi maçin disinda tüm maçlari kazanarak... Ingiliz Gazeteciler Liverpool'un aldigi kupa sonrasi su yorumlari yaptilar: "Evet Avrupa'nin en büyügü Liverpool fakat,en büyügü yenen tek takim Trabzonspor'u da kutlamak gerekir"... Trabzonspor'un 36 Yilda Kazandigi Kupalar Türkiye Ligi : 1975-76, 1976-77, 1978-79 1979-80, 1980-81, 1983-84 (toplam 6 kez) Türkiye Kupasi : 1976-77, 1977-78, 1983-84 1991-92, 1994-95, 2002-2003, 2003-2004 (toplam 7 kez) Cumhurbaskanligi Kupasi: 1975-76, 1976-77, 1977-78, 1979-80, 1982-83, 1994-95 (toplam 7 kez) Basbakanlik Kupasi: 1975-76, 1977-78, 1984-85 1993-94, 1995-96 (toplam 5 kez) "Nasil Mi Büyük Olunur?"Iste Böyle 1975-76 Sezonu Ilk Sampiyonluk Hatirasİ...
Dönemin Ünlü Milliyet Gazetesi Politika Yazari Öysan Öymen Trabzonspor'un Fenerbahçe'yi yendigi maçtan sonra gazetedeki "Politika Kazani" kösesinin ismini ilk kez "Spor Kazani" olarak degistirir ve "Düzen Degisti" basligi altinda su yazilara yer verir... -Böyyük takim,Böyyüüük Kulüp.. Nedir? - Fenerbahçe,Besiktas,Galatasaray...Yani üç büyükler...Anlayacaginiz Istanbul takimlari...Diktatörler gibi ömür boyu basimizin taci kalmak istiyorlar... - Neden? - Çünkü hep onlar sampiyon olacak, yillarin monopolü degismeyecek, alisilmis düzen yikilmayacak,bozulmayacak yillar önce kadastrosu yapilan puan cetvelinin üst kademelerindeki mukaddes Mulkiye'ye onlarda baskasi yaklastirilmayacak..Ama ne oldu...
Süper Lig şampiyonları listesi
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Süper Lig |
---|
Ülke |
Başlangıç |
1959 |
Takım sayısı |
18 |
En başarılı takım |
Galatasaray (19) |
Son Şampiyon |
Galatasaray (2012-13) |
Süper Lig şampiyonları listesi, Türkiye'nin en üst düzey futbol ligi olan Süper Lig'in şampiyonlarının sezonlara göre yapılmış listesidir. Zaman içinde Milli Lig (1959 yılından 1963 yılına kadar), 1. Lig (1963 yılından 2001 yılına kadar) gibi isimlerle anılan ligin adı 2001-02 sezonundan itibaren Süper Lig olmuştur. 1959'daki ilk sezonu grup sistemiyle yapılan lig ikinci sezondan itibaren deplasmanlı iki maç üzerinden oynanmaya başlamıştır. 1994-95 sezonundanitibaren 18 takımla oynanmaktadır. Ligde puan sistemi olarak 1987-88 sezonuna kadar galibiyete iki, beraberliğe bir puan veren sistem uygulanırken bu sezondan itibaren galibiyete üç, beraberliğe bir puan veren üç puanlı sisteme geçilmiştir Süper Lig'de 1959'dan beri ligde yer alıp hiç küme düşmeyen üç takım Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray iken Trabzonspor, Sivasspor ve Akhisar Belediyespor sonradan çıktıkları ligde hiç küme düşmemeyi başardılar.
Süper Lig'de şu ana kadar yalnızca beş takım şampiyonluğa ulaşmıştır. Bu takımlar Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Bursaspor'dur. 1959 yılında ilk kez Milli Lig adıyla düzenlenen ligde o sezon Kırmızı ve Beyaz Grup uygulaması yapılmış bu iki grubun birincisi çift maç usulü final maçı oynamış ve iki maç sonunda Galatasaray'a üstünlük sağlayan Fenerbahçe ligin ilk şampiyonu olmuştur. Toplamda ise Galatasaray on dokuz, Fenerbahçe on sekiz, Beşiktaş on üç, Trabzonspor altı, Bursaspor ise bir kez şampiyon olmuştur.
Bu güne kadar birinci ve ikinci sırada yer alan takımların ligi aynı puanda bitirdiği dört sezon yaşandı. Bu sezonlardan üçünde şampiyonu gol averajı belirlerken, birinde 2001-02 sezonundan beri uygulanan ikili averaj belirledi.
Süper Lig şampiyonunun aynı sezonda Türkiye Kupası'nı da kazandığı on iki sezon bulunmaktadır. Bu başarıyı Galatasaray beş, Fenerbahçe üç, Beşiktaş ve Trabzonspor ise iki kez yaşamıştır. Üst üste şampiyon olma rekoru ise 1996-2000 yılları arasında dört kez üst üste şampiyon olan Galatasaray'dadır. Ayrıca Galatasaray 1970-73, Trabzonspor 1978-81 ve Beşiktaş 1989-92 yılları arasında üç kez üst üste şampiyon olmuştur. En uzun süre şampiyonluk hasreti çeken takımsa son şampiyon olduğu 1984 yılından beri şampiyonluk yaşayamayan Trabzonspor'dur. Beşiktaş 1967-1982 yılları arasında 15 yıl, Galatasaray 1973-1987 yılları arasında 14 yıl, Fenerbahçe ise 1989-1996 yılları arasında 7 yıl şampiyonluk özlemi çekmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder